Reha Ülkü
...
En sonda
söylenecek 3 şeyi en baştan söyleyelim:
- Marvel
gibi, DC Comics de, 2020’lere yeni bir atılımla girme işinde baştan şavullamış.
- Suicide Squad çizgiromanı, dünya rekoru kıracak kiloyu kafasının üstüne kaldırıp da, altında kalan halterci gibi olmuş.
- Bu ikisi de, 2020’lerin 3 x 30’ar yıllık çizgiroman tarihinin bu yeni ve 4. 30 yılında, adelokrasinin mental ve kültürel regresyonla, çizgiromanda eksi zekaya ve eksi bilgiye yönelimi demek olmuş.
Buradan
çıkarsama:
İlk 2
30’ar yıldaki faşizm, çizgiromanda rönesans iken, bu 30 yıldaki anti-faşizm.
çizgiromanda engizisyon demek olmuş. Ergen engizisyonu ve bu, 40 yıl gecikmeli
olarak tezahürlü olmuş aynı zamanda; çünkü bu ergen engizisyonu, 12 yaş için
kredi kartıyla ve çocukerkil aile formuyla, 1980 neo-liberalizminin
marifetiydi.
Suicide
Squad şaşırtıcı olarak, bu yaratıyı / tasarımı daha 1959’da başlatmış.
Dolayısıyla,
ilkin şunu belirtmek gerekiyor:
Böyle
bir içeriği ve formu, bu denli uzun süre ıskalamaları, ıskalamayınca da içeriğini
soğuramamaları çok ilginç. Filmin devamı da yapılacağı için, 50 yıllık bir kuyruklu öyküden söz ediyoruz burada.
1959
Soğuk Savaş yılıydı. İyi-kötü ayrımı popüler kültürde, James Bond’daki parodik
Dünya kadar çok keskin kontrastlı konuluyordu ortaya.
Oysa bu
çizgiroman momentinde yapılan şey, Yin-Yang olmayan bir iyi-kötü girişiminin kırınım saçağı dağılımı olmuş.
İyi-iyi,
iyi-kötü, ve kötü-kötü etkileşimleri var ortada:
İyi’lerin
altkümeleri geçersiz tanımlanmış ama.
Edimsel-kuramsal,
gönüllü-zorunlu, potansiyel-aktuel, zihinsel-kültürel, iç-dış ayrımları
olabilecekken, ‘kötüye gidiyordum da, yoldan geri döndüm’ gibi, abidik gubudik
iyi tanımlamaları yapılmış ortaya iki buçuk karışık olarak.
Nitelikli
olmaya limitlenen ise, kötü tanımlamaları.
Kötüleri
içeriden göstermek önemli. Öykünün ciddiyeti ve somutluğu açısından böyle. Bu,
yeni dönemde ilk bu çizgiromanda denenmiş oldu.
Tuhaf
olan şey ise, film ve çizgiromanın ayrı kulvarlarda koşması ve aynı tiplerin
filmde karton, çizgiromanda cisim olurken; bazılarının da filmde cisim,
çizgiromanda karton olması.
Burada
en önemli avangard nosyon, kötünün
ilk kez içeriden, cisimsel ve dürüstçe imajlanması olabilirdi. Kötüler, iyilere
ve normal insanlara gerekli: Bunun söylenmesi gerekirdi. Bunun nasıl ifade edilebileceği
daha sonraki konu.
Kötülerin
neden gerekli olduğu, insandan insana, kültürden kültüre, yayıncıdan yayıncıya,
yönetmenden yönetmene ve çizgiromancıdan çizgiromancıya değişir tabii ki.
Şunu
söylüyorum yani:
Bunun
çizgiromanını ve filmini Frank Miller yapsaymış, olay nokta atışı hedefini
bulacakmış. Onun Sin City 1’ini biliyoruz çünkü.
Sonra
gelelim popüler kültür irdelemelerine:
Taht
Oyunları’nın kazandırdığı, favori at hep
ilk ölür, geyiği olmamış. Heart Locker’da da olamamıştı. Bu nosyon bir araç
olmakta, bir amaç değil.
Favori
at neden ilk kez ölür?
That is
the question.
Çizgiroman
ve film, bu soruyu sormayı akıl bile edememiş.
Ki bu
nosyon, rahatça 3-5 cilt öykü çıkarırdı ortaya.
Yerinde
olanlar:
Kara
mizah.
Klişeleri
başaşağı çevirme. Bu konuda, Dexter ve Hannibal ile başabaş sayılır ama bu da
aşılmalı artık kanımızca.
Eksik
olanlar:
Harley
Quinn – Joker aşkı, 1-2 cilt öykü ederdi.
Öldürmenin
motor / dans estetiği çok çok eksik: Öldürmek, modern-1-4-danstır, artık bu böyle biline ki zaten neo-tango tanımı
ile bunu Piazzolla, taa 1960’larda tanımlamıştı faşizme karşı faşizm öldürme olarak.
Çıkış-lar:
Sanırım,
benim istediklerimin olması için, bu hesaba göre 2060’ları ve hatta 2070’leri
beklemek gerekiyor.
Yapılabilir
bir şeyin yapılmamışlığı, yapılamaz bir şeyin yapılmamışlığından daha üzücü.
1 yorum:
hocam hiç bişey anlamadım :/
Yorum Gönder