Feyyaz Akdoğan, üniversitede verilen bir proje için manga
çevirmeni; daha çok Gerekli Şeyler, İlke
Güntan’la önemli noktaları gün ışığına çıkaran kısa bir röportaj
gerçekleştirmiş. Noktasına virgülüne dokunmadan paylaşıyoruz.
Akdoğan
- Merhaba, kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Güntan
-Merhaba,
26 yaşındayım. Yıldız Teknik- Biyo Mühendislik Bölümü mezunuyum. Bu bölümde
yüksek lisans yaptım.
Akdoğan
- Ne zamandan beri Manga/ Anime çeviriyorsunuz?
Güntan
- Mangaya
ilgim ilk başta animeyle başladı.
Çocukluğumda izlediğim benim dönemimin çok iyi bildiği “ice
warrior” adlı bir animeyle başladım.
Daha sonra bunun mangası olduğunu da öğrendim ve onu da
okumak istedim bu şekilde devam etti.
Daha sonra da bir çevirmen arkadaşımın yardımıyla Japonca
da bildiğimden dolayı ilk başta editörlük olarak gerekli işlerde çalışmaya
başladım daha sonra çevirmenliğe ihtiyaç artınca benim editörlükten
çevirmenliğe geçişim oldu.
Bu şekilde yaklaşık 4-5 aydır çevirmen olarak devam
ediyorum.
Akdoğan
- Manga Japonca çizgi romanlarının genel adı, bir de diğer batı kültürünün
çizgi romanları ile karşılaştırdığınızda ne gibi farklar görüyorsunuz?
Güntan
-
Amerikan çizgi romanı çok okumuyorum ama özellikle fuarlara gittiğim için
gözlemlediğim şeyler var. Bunlardan biri anne ve babaların çocuklarına çizgi
roman almaması, bunun nedeni de şiddet içeriyor olmasıdır. Aslında ilginçtir ki
Amerikan çizgi romanıyla manga çizgi romanını karşılaştırdığımızda manganın
daha çok şiddet içerdiği söylenebilir. Kan daha çok gösterilir. Savaş
sahnelerine yer verilir. Ama buna rağmen sanırım siyah beyaz olduğundan dolayı
anne ve babalara daha masum gözüken çizgi romanlardır.
Dil olarak da sanırım şirketlerin aldığı bir karar olarak
‘’Marvel’’ veya ‘’DC‘’ daha geniş yaş
kitlesine hitap edebilmek için dilini kontrol etmeye ve çok fazla küfür
kullanmamaya çalışır.
Manga da ise yaşlar kategorize edildiği, hitap kitlesi belirlendiği
için argo kullanımı ya da küfür içermesi daha yaygın kullanılabiliyor.
Akdoğan
- Diğer çizgi roman çevirmenlerini takip ediyor musunuz? Ediyorsanız
çevirilerini beğendiniz bir çevirmen var mı? Ya da manga çevirmeni olarak?
Güntan
- Manga
çeviri çok fazla çıkmıyor. Kendi yayınlarımızı takip ediyorum ama farklı
yayınlardaki çevirilere bakma fırsatım olmadı.
Akdoğan
- Kaynak metine bağlı kalıyor musunuz ve Japonca’dan Türkçe’ye aktarırken
yaşadığınız problemlerden bahsedebilir misiniz?
Güntan
- Bu
konudaki en büyük sıkıntı Japonca ile Türkçe arasındaki farklılıklar. Örnek
olarak -chan, -san, -kun gibi
Japonca’daki saygı eklerinin Türkçe’de olmamasıdır.
Japonca’daki -kun ekinin örneğin çocuklarda Japon
kültüründe eşit yaşlarda olanların kullandığı bir kişiye hitap etme biçimidir
fakat bunun Türkçe’de tam olarak karşılığı yoktur. Bu nedenle aktarımı müsait
ise Türkçeye aktarmaya çalışıyorum, fakat Türkçede konuşma dilinde bay, bey abes
kaçtığı için bu durumlarda Türkçeleştirmeye çalışıyorum.
Japonlarla yaptığımız anlaşmalarda da Türkiye’de
oluşturulacak manga çizgi roman kültürünün Türkiye’ye özgü olmasını istediler.
Ve bu tür ifadelerin Japonya’ya özgü olduğu için kullanılmamasını talep
ettiler. Bu yüzden kullanmıyoruz.
Akdoğan
- Geçiminizi sağlamak için manga çevirmek yetiyor mu?
Güntan
- Burada
işe başlamadan önce freelance olarak çalışıyordum. O zaman tabi ki İstanbul’da
yaşamak için yeterli ücreti alamıyordum. Ama artık tam zamanlı bir işte olduğum
için yetiyor. Farklı yerlerden de çeviri alıyorum. Sonuçta belli bir yerden
sonra isminiz duyulmaya başlıyor ve çevreniz genişliyor. Geçimimi tamamen bu
işten karşılıyorum. En başta hobi olarak başlamıştım.
Akdoğan
- Normal metin çevirilerinde karakter ya da sözcük başına ücretlendirme
yapılıyor. Peki, mangalarda nasıl ücretlendirme yapılıyor?
Güntan
- Mangalarda
genellikle bir sayfadaki yazı sayısıyla diğer sayfadaki yazı sayısı tutmadığı
için sayfa başından ücretlendirme yapılıyor.
Akdoğan
- Siz ‘’Tokyo Ghoul ‘’un ikinci cildini
çevirmeye başlamışsınız sizden önce birinci cildi çeviren olmuş peki bu önceki
çeviriyi okudunuz mu? Kendi çevirinizle karşılaştırdınız mı? Kendi çevirinize
başlamadan önce onun çevirisine bakıp aynı üslubu vermeye çalıştınız mı?
Güntan
- Ben
bir işin editörlüğünü de alsam çevirmenliğini de alsam benden önce çıkmış kitapları
okuyorum. Dili nasıl, tavrı nasıl diye bakarım. Bir önceki çevirmen sokak
ağzıyla yazmış ise ben çok resmi bir dille yazamam. Çok garip olur bu durum. O yüzden
buna dikkat ediyorum. Ya da çevrildiğinde çok garip duruyorsa o zaman direk
anlamını aşağıda not olarak belirtiyoruz.
Akdoğan
- Japoncayı kendi imkanlarınızla mı öğrendiniz?
Güntan
- Evet.
Üniversite ikinci sınıfta, Türk Japon kadınları dayanışma derneği (bir türkle
evlenip türkiyeye yerleşen japon kadınları ile aynı zamanda japon kültürüne
ilgi duyan türk kadınları beraber bir dernek açmışlar) burada kültürlerini
öğretiyorlar bu şekilde kurslar veriyorlar. Çok şanslıydım Yıldız Teknik
dersliğinde onlara denk geldiğim için derslerine katılmaya başladım ve bu şekilde
yaklaşık 4 sene kurs olarak daha sonra da kendim çalışarak öğrendim.
Akdoğan
- Japoncayı akıcı olarak konuşabiliyor musunuz?
Güntan
- Bazı
ifadelerde evet ama tabi ki anlıyorum ama konuşamıyorum klişesini ben de
yaşıyorum.
Akdoğan
- Herhangi bir CAT (Bilgisayar Destekli Çeviri) programı kullanıyor musunuz?
Güntan
- Şu
ana kadar hiç ihtiyacım olmadı çünkü biz öyle bir şey yapmıyoruz. Benden
öncekiler nasıl çeviri yapıyorsa bende öyle yapıyorum. Klasik şekilde kendim
çeviriyorum.
Akdoğan
- Yayınevi ile anlaştıktan ve çevrilcek metin eline ulaştığı zamandan teslime
kadar olan süreci de bizimle paylaşır mısınız?
Güntan
– Japonya’dan
kitaplar bize postalanıyor. Ofise ulaştığında haber geliyor ve alıyorum.
Balonlama ile başlıyoruz yani 1, 2, 3, 4, 5 diye balonların
numaralandırılması olarak bölüyöruz.
Efektleri ayrı bir şekilde ayrı numaralandırıyoruz. Daha
sonra o CAT programları olmadan word dosyasını açıp çevirmeye başlıyorum.
Akdoğan
- Ses çevirilerini nasıl yapıyorsunuz?
Güntan
- 3
-4 tane ses efektleri var. Her birinin de karşılığı var mesela biri hafif adım
biri koşar adım gibi.
Tabi bunları böyle bırakamıyoruz Japonca’daki anlamı o olsa
dahi öyle kalmıyor.
Bizde de öyle efekt olmadığı için bir şeyler bulmak zorunda
kalıyoruz.
Mesela -suta yazıyor japonca biz pata yapıyoruz (adım ).
Akdoğan
- Manga dışında farklı bir alanda çeviri yapıyor musunuz?
Güntan
- Çalıştığım
diğer yayınevinde çocuk matematik masalları çeviriyorum.
Akdoğan
- Bu alanda ilgisi olan çevirmenlere, çevirmen adaylarına ne tavsiyeler
verirsiniz? Neler söylemek istersiniz? Eğer bu alana ilgileri varsa yönelmeliler
mi? Ne düşünüyorsunuz?
Güntan
- Şu
anda genişleyen bir piyasa. Çalıştığım yayınevine birçok çeviri geliyor. Biz şu
an bile Japonca çevirmen arıyoruz. Eğer ilgilenen varsa ki çok iyi Japonca
konuşmalarına gerek yok, zaten yazı
diliyle konuşma dili çok farklı. Japonca’da özellikle daha çok fark ediyor. Okumak
farklı birşey konuşmak çok çok
farklı bu dilde. İlgisi olan varsa
mutlaka yayınevlerine başvursunlar.
1 yorum:
İşlerini takip ediyoruz, güzel bir röportaj olmuş!
Yorum Gönder