5 Mayıs 2015 Salı

ÇROP 8 Yaşında Sekizinci Yazı: Scalped

Tolga AYDIN
---
SCALPED
Yazan:   Jason Aaron
Çizen:    R.M. Guerra
Yayıncı: Çizgi Düşler

Ana, Baba, Toprak Seçmek

"Baban, bazen sadece anneni s... adamdır. Babanı bazen sen seçersin..." Scalped'ın yıkıma meyilli rutubetsiz öykücülüğünü, ana karakterlerden Siyu şef Red Crow’un bu sözleri iyi özetliyor. Scalped, 12 ciltlik tamamlanmış macerası boyunca, defalarca altını çizdiği üzere; yanlış babalardan, yanlış yerde doğmuş adamların/kadınların öyküsü.


Öykünün çok karakterli yapısında ana karakter diyebileceğimiz Bad Horse’un yıllardır reddettiği Siyu kimliğiyle yüzleşmek üzere kasabası Prairie Rose’a dönmek zorunda kalıyor. Bu yüzleşmenin zamanla  içsel bir zaruretten kaynaklı olması haricinde Bad Horse eski bir FBI memurunun kişisel kininden kaynaklı bir intikam planının  parçası olarak, Red Crow’un suç organizasyonuna sızıyor. 

Öykünün gerilim ayaklarından birini bu çok kimliklilik hali oluştursa dahi asıl amaç Dashiell’in kökenini kabullenme ve kendini ait hissetmemek için elinden geleni yaptığı, Siyu topraklarında kendine bir ‘yuva kurma’ mecazi olarak islemesi. Amerikan kitle anlatı geleneğinde yerlilerin yanlış kutuplu uçlarda karakterize edildiği tespitini bugün az çok batı medyasından bir şeyler takip etmiş herkes yapabilir. Scalped’in dersine iyi çalıştığı şey ise öncelikle daha ilk sayfalarında beyaz adam ya da duyarlı beyaz adamın pozitif ayrımcılık damarıyla ürettiği bu karikatür direklerini yıkıp atmak oluyor. 

Amerikan Yerlileri, John Wayne filmlerinde son modern halini aldığı üzere (The Searchers bunun belki dışında kalabilir) beyaz ırka karşı düşmanlık besleyen, öylesine otlayan bizonlar kadar karikatürize edilmiş bir fondan öteye geçememişlerdi. Diğer yandan ise Yerlilerin şaman kültüne gönülden bağlı, iç çelişkileri, kötülükleri olmayan, günahsız, kendine ait insani zaaflardan sıyrılmış müthiş ruhani dostlar olarak resmediliyorlardı. Scalped'in bunu özellikle western anlatısında imge-öykü olarak yegane taze soluğu getirebilecek çizgili mecrada yapmış olması oldukça değerli. Vertigo etiketiyle basılan serinin, yayıncının önceki yetişkin işlerine nazaran çok daha oturmuş bir çizim ve anlatım tarzı var. Okuyucuyu rahatsız etmek için kendine hedef koyduğu Cormac McCarthy, The Wire, Dashiell (İsmi Malum Alıntılı Kişi) Hammet gibi referansların meselesi olan şiddeti sosyal boyutta, laboratuvar gözlemcisi kıvamında yaparak hedefini tutturuyor.       

Serinin birbirine fazlasıyla ilintili ve dönemeçli anlatısında ilginç, arka planı kuvvetli hazırlanmış karakterler ile karşılaşıyoruz. Metnin insan merkezli çizdiği suç dünyası bu karakterlerin geçmişleri, yanlış seçimleri, kim oldukları gerçeği gibi etmenler sayesinde eser, okur için çok daha heyecanlı ve kaliteli bir keyfe dönüşüyor. Yazar Kısa da olsa bahsetmeden geçemeyeceğimiz genç ekip: yaratıcı, yazar Jason Aaron ve detaycı çizer R.M. Guerra’nın diğer işlerini takip etmek için iyi bir referans oluşturuyor. Bahsettiğim temalarla ilgili okuyucu için ise özdeşlik kuracağı ayrı yerel referanslar olacaktır. Son yıllarda iyice sığlaşıp doruk noktasına varan milletçe içinde debelendiğimiz aidiyet, kültürel kimlik gibi at başı konuların konuların yanında şaman kültürü, kendine has poliglot yaşamlı fakir mahalleleri, farklı bir okumayla ne kadar çok kendi Prairie Rose’larımızı sahip olduğumuzu gösterebilir. Nihayetinde babalarının/annelerinin doğurup bir kenara attığı, varoluşuyla lekelenmiş, ait olmadığı ‘topraklarına’ mahkum edilmiş ruhlardan bizde de bolca var. Dünyanın her yerinde az çok olduğu gibi. Scalped’ defalarca okunup sırf anlatımıyla bile okuyucuyu zevkin doruklarına çıkarabilecek bir seri. Bittiğinde ise ikinci okuma için kendinizi hazır hissettiğinizde kaçırdığınız ve görmeye daha vakıf olacağınız detaylarla, elindeki malzemenin, mecranın, sınırlarının hakkını veren bir edebiyat olayı.  

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails