29 Kasım 2014 Cumartesi

BÜYÜLÜ RÜZGAR Çizgi Romanında İlluminati ve Kapitalizm Eleştirisi

Ümit Kireççi – umitlila@gmail.com
...
Bonelli Editore’nin Gianfranco Manfredi yaratısı 132 sayılık Büyülü Rüzgar (Magico Vento) çizgi romanı birçok bakımdan çizgi roman dünyasına hediyesidir diye düşünüyorum. LAL kİtap’ın bu diziyi inatla son sayısına kadar basması da takdire değer bir çabadır ayrıca.

Kısır ve sıradan bir western hikayesi yerine aynı zeminde büyü, Şamanizm, doğa sevgisi ve kapitalizm eleştirisini harmanlayan Manfredi ciddi bir işe kalkışmıştı. Hatta buna masonik bir görünüm kazandırdığı Okültizmi ve lideri Aiwass’ı da katması dikkate değerdir.

Büyülü Rüzgar okuyanların da bildiği gibi hikayede Ned Ellis adlı asker bir tren kazasında kafasına saplanan metal yüzünden hafızasını kaybeder. Lakota Kızılderilileri tarafından hayatı kurtarılan, Ellis’in güçleri olduğunun farkına varılmasıyla ise o kabilenin şamanı olmasına karar verilir. Sonradan tren kazasının kaza olmadığını, bir soygun olduğunu öğrenen Büyülü Rüzgar – Ned Ellis tehlikeli bir ağa karşı savaş açar. Basın, satılmış politikacılar, gizemli tarikat teşkilatlanması, iş adamları, ordunun subayları, bilim adamları, organize suç örgütleri ve din adamlarının oluşturduğu devasa bir ağ…

Bahsi geçen meslek gruplarını maskeli bir tarikatın üyeleri olarak bir araya getiren Manfredi Okültizm’in nimetlerinden yararlanmıştır. Gizemli maskeler, gizemli kıyafetler, ayinler, kadın bedeninin değersiz kullanımı, toplantılar, bu arada iş ve bir ülkeyi paylaşma konuşmaları bize biraz da Samanyolu TV dizilerindeki abartılı paranoya süslemelerini hatırlatsa da asıl kaynak Okültizm öğretisidir. 

19. yüzyılın ikinci çeyreğinde ortaya çıkan Okültizm öğretisinin ismi “occulere” sözcüğünden türetilmiştir yani gizli-saklı anlamına gelmektedir. Temel olarak fiziksel bilimlerle ruhsal dünyayı birleştirmeyi amaçlayan bir öğreti olmakla birlikte birçok farklı alt katmanı bulunmaktadır.

Görünen o ki Manfredi bu alt yapıyı daha masonik bir alt yapıyla birleştirerek son dönemlerin en büyük tehlikesi olarak gösterilen İlluminati seviyesine getirmiştir. Ancak bunu da kendi yaratısı olarak ortaya koymamış, Aleister Crowley’in Hermetic Order of the Golden Dawn adlı çalışmasını esas almıştır. Temel Okültist görüşleri bir tık ileriye götüren Crowley romanında büyüye geniş yer ayırmıştır. Bu romanının kahramanı da AIWASS olmuştur. Ki okuyanlar bilir, Büyülü Rüzgar’daki tarikat lideri ve baş büyücüsünün adı da Aiwass’dı ve defalarca ölümden dönüyordu.


Crowley’in Unicursal Hexagram’ı (Romanından)

Bu arada eski kültürlerle iletişim halinde olmak, onların sihirli tılsımlarını kullanmak, eski tanrılarla iletişim kurarak öğretilerini uygulamak ve gizemli büyüler yapmak yine çizgi romanın hemen her sayısında karşımıza çıkıyordu.

Manfredi, zannımca Okültizmin alt kollarından Alşemistlerin altın yaratma takıntısını kapitalizmle özdeşleştirerek eleştirirken doğayla bütünleşmeyi tercih eden Şamanizm’i yüceltecek şekilde yorumlamış eserinde.

Basit bir western’de ciddi bir sistem ve kapitalizm eleştirisi… Büyülü Rüzgar okumadıysanız bir daha düşünün derim ben.


Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails