17 Aralık 2012 Pazartesi

YASAK AYIP CEZA VE TEKSAS TOMMİKS...

Hey gidi ‘Aralık’ araladı bizi.
İstanbul’un altını üstüne getiren yangından mal kaçırırcasına özellikle Taksim’i şantiyeye çeviren bilinçaltı intikamla beslenip rövanş alma tutkusunun beton aşkıyla sarmaş dolaş rant tırtıklamasının aralığında kaldık.
Elinde ‘İnci’ yazan cam levha ile rastladığım arkadaşım İnci’ninde bizi biz yapan çoğu ayrıntı gibi bu sarmalda boğulduğunun karesiydi. Mis sokakta yeni yerinde hizmet vermeye devam edecek ama belleklerimizde kalan tıklım tıkışta olsa İstiklal’in ritüeline  dönüşen İnci olmayacak.
Hükümetin 3.yargı paketindeki düzenlemelerle ilintili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 453 kitap ve 645 dergi hakkında verdiği yasak ve toplatma kararlarıyla ilgili takipsizlik kararı verdi. Nazım Hikmet ve Said-i Nursi  dahil  453 kitap, 645 gazete dergi ve broşür üzerindeki 63 yıllık yasak kalktı.
Hoş basılmamış bir kitabın bile tehdit unsuru sayıldığı (  ‘İmamın ordusu-Ahmet Şık) yayınevinin basılıp elektronik ortamda kayıtlarının silindiği (23 Mart 2011) oysa hemen ardından  31 Martta internet üzerinden sosyal paylaşım sitelerinde bu yasağın delindiğini anımsayalım .

Hadi  ‘’Said-i Nursi'nin Tarihçe-i Hayat’ı, Marx'ın Komünist Manifesto’su, Lenin'in  Devlet ve İhtilal’i, Mahir Çayan'ın Toplu Yazılar’ı, Aziz Nesin'in  Azizname si, Nazım Hikmet'in  Bütün Eserleri nin yasaklanması anlaşılabilir geçmişimize ve dahi günümüze baktığımızda  ama 1961 tarihli "Tommiks" çizgi romanı neden ve niçin hala çözemedim
Türün tutkunları bilirler Tommiks (Capitan Miki) 1951 yılında İtalya'nın EsseGesse (S G S) çizim-stüdyosu tarafından  16 yıl süresince üretilmiş yine ayni stüdyo üretimi  Teksas (Il Grande Blek) ile 1955 yılında ülkemizde yayınlanmaya başladıktan sonra (o süreçte Pekos Bill’de haklı bir üne ulaşmış olsa da sonrasına pek taşınamamıştır)  bir kuşağın dahası ÇR nın tanımıyla özdeşleşmiş naif kahramanlar.


İyi bir Çizgi Roman okuyucusu ve  arşivine sahip biri olarak  acaba mı diyorum Tommiks süt içse de Konyakçı, Doktor Salasso ise (ki "Stagecoach’’  1939 John Ford  ile John Wayne’nin  rol aldığı filmde bir tiplemedir ) içkiye pek bir düşkündürler,  peki ondan olsa niye bir fasikül yasaklı .Bir Darbenin ve darbecilerin  mantığı elbet bir gün açıklanır diye avunalım. 
Tenten yine çocukluk düşlerimizi somutlaştıran gazeteci çizgi kahraman , Belçika’lı çizer Hergé’nin karakteri , 1946 basımı ‘Tenten Kongo’da’ kitabında ırkçı nefretin teşvik edilmesi amacının güdülmediğine hükmedildi haberi yer aldı. Kongo’lu bir üniversite öğrencisinin açtığı dava Şubat ayında karar aşamasına gelip temyiz sonrasında sonlanınca aklanmış oldu.
Tenten'in Maceraları (Les Aventures de Tintin) 1929 yılında çizilmeye başlandığında 1. Dünya savaşı ile 2.Dünya savaşı arasına denk gelmiş sonrasında soğuk savaş haleti ruhiyesini bazı maceralarında barındırmış  Hergé’nin kendine özgü kolay anlaşılır stili günümüze dek sevilerek  gelmiştir. Sonuçta hiciv içeren ama tabii döneminden esintilerde taşıyan bir ÇR dır.Alt metinleri ne kadar değerlendirip anlam yüklemek  sorusu alınan keyfi göz ardı etmeye sebep olmasın dileğimiz…


Anlamsızlık içeren yasaklar tam kalkıyor  derken  1989 yılından beri severek izlediğim Simpsonlar ya daThe Simpsons, Matt Groening tarafından  yaratılan çizgi (animasyon) hiciv dizisi RTÜK hışmına uğrayıp 52.951 tl ceza kesildi, cezaya gerekçe olarak, “Tanrıyla dalga geçilmesi, cinayetin Tanrı emri olduğu mesajıyla gençleri şiddete, yılbaşı gecesi alkole başlanması gerektiği mesajıyla da alkole özendirmesi” gösterildi. “Çizgi filmde karakterlerden biri, bir diğerinin dini inancını kullanarak onu cinayetlere ve şiddete yönlendirmekte, Tanrı’nın olmadığına yönelik söylemler yapılmakta, İncil’in yakıldığı sahneler ile Tanrı’nın ve şeytanın vücutlandırıldığı sahneler gösterilmekte, Tanrı’nın şeytanın emrinde olduğu ve ona kahve ikram etmesi gibi inançları aşağılayan görüntü ve konuşmalarla devam eden bir yayın yapıldığı tespit edilmiştir. Yayında, alkolizm için Noel’in iyi bir fırsat olduğu ifade edilerek alkolü özendirici ve teşvik edici yayın yapılmıştır.” Denilerek temel kurgusu yergiye oturtulmuş bir gülmece dizisini neyi  yapıp yapmayacağı konusunda hizaya çekmişlerdir.
Oysa Simpsons ailesi orta sınıf  tanımından yola çıkıp kültürünü, yaşam biçimini, yeni dünya düzenini kısaca aklınıza gelebilecek her yönden Amerika’yı eleştiren bunu yaparken ortalama bir entellektüelin dahi zorlanacağı göndermelerle sizi her an diri tutacak bir yönteme başvurarak keyiflendirmektedir. Tüm bu bölümlerin içinden cımbızla alınan birkaç  sahneye bedel ödetme başarıda bize aittir.


Yine son günlerin gözde konusu  'Muhteşem Yüzyıl' dizisi, artık  uçaklardaki eğlence sistemlerinde yer alamayacak. THY yetkilisinin yaptığı açıklamada,  Başbakan'ın dizi hakkındaki olumsuz görüşleri, alınan karardan vazgeçilmesine yol açtı ve diziyi Planet'e koymadık'' dediğini de işitince iyi ki Başbakanımız Simpsons’ları izlemiş düşüncesi aklıma gelmedi değil...
İnsan olmanın bilincine vardıran iyiki varsınızı söyleten konulardan sözetmek ne güzel olurdu…
Örneğin: Prof. Dr. Nevzat Doğan, oğlunun adını yaşatmak için  ‘Özgen Berkol Doğan Bilimkurgu Kütüphanesi’ni  Moda’da okura açtı.O Özgen Berkol ki 5 yıl önce bilim insanlarımızı taşıyan uçağın Isparta’da düşmesiyle kaybettiğimiz araştırma görevlisiydi. Şimdilik 4500 aşan kitaplarıyla ve kitap bağışlarınızla ilginizi bekliyor kütüphane .


Bjk engelliler’in ‘Acil Servis’ adıyla  tamamı engellilerden  oluşan oyuncularıyla ve geliri bedensel engelliler yararına HALDUN DORMEN SAHNESİ 25 ARALIK 2012 Saat 20:30’da oynayacakları oyundan  bahsetmek umudun hep süre gittiğini belirtmek ama haberlere baktığımızda BJK ve GS engelli Basket maçında çıkan olaylar sonucunda sporcuların  yaklaşık 15.000 tl yi bulan özel yapım tekerlekli sandalyelerinin  neredeyse onarılamayacak halde tahrip olduğunu öğrenmek sözün bittiği yer.
Geçmişten günümüze geleni geleceğe taşıyamayacak yapıya büründüysek bu değil o değil öbürü de değile sıkıştıysak bir dükkanı kar kapısı ve duvar eşya karmasına indirgediysek, çanak çömlekte takıldıysak,ağaçları ilkokul sıralarında  çizdiğimiz resimlerdeki arkada  güneşin  battığı su kenarlarında bıraktıysak eğer gülebilmeyi hicivi dizilerden değil yaşamımızdan bile ötelediysek ‘İstanbul Tasarım Bienali’inden’  bile söz edemeyip  ranta, betona,  güçe yenik düştüysek…
…………………………..
MURAT T.DİKSÖZ               
muratdiksoz@hotmail.com

Kaynak - Orjin Haber


1 yorum:

Mr. Aşkın Güngör dedi ki...

Arkadaş, bir yazarın ne demeye çalıştığı bu kadar mı anlaşılmaz. Hatalı cümleler, yanlış imlalar... Okuyamadım sonuna dek.

Linkler

Related Posts with Thumbnails