14 Kasım 2017 Salı

Biraz çizgi roman, daha az opera

Ayşegül Yüksel
...
Yazının kaynağı ve tamamı: Milliyet Blog

Çizgi roman dokusu
Seyirciyi sahneye bağlayan dramatik bir akış/enerji (aksiyon) olmadığı gibi, karakterlerin derinliğine de inilememiş. Oyuncular Suat Yalaz’ın tarihsel çizgi romanı ‘Karaoğlan’ı çağrıştıran görüntü ve jestlere büründürülmüş. Zaten giysiler ve sahnedeki sınırlı hareket düzeni de bu ünlü çizgi romanı ve başka resimli romanları anımsatıyor. Böylece, sahnede izlediğimiz, Buğra’nın anlatısının –çoğu resimli romanlarda olduğu gibi- görselliğe büründürülmeye çalışılmasından öteye gitmiyor. Durum böyle olunca, oyuncular ilk yarıda psikolojik açıdan boşlukta kalıyor. İkinci yarıda daha iyiler. Çok sayıdaki tabloda dekor değişimini sağlamak için, biçim değiştirebilen ahşap yapılar kullanılmış. Oyuncuların bu yapılar üstünde durmadan hareket ettirilmesiyle tablolar canlı tutulmaya çalışılmış. Oyun boyunca başka bağlamlarda da oluşturulan koreografik düzen ‘opera’ mizansenlerini anımsatan bir görselliği çağrıştırıyor. Sonuç olarak, çizgi roman ile ‘opera’ mizanseni arasında kalmış bir sahneleme söz konusu. Yoğun emek konmuş ‘Osmancık’ yapımına. Ne ki maya tutmamış...

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails