2 Ekim 2017 Pazartesi

DEDALUS EKİM AYINA İKİ HARİKA ROMANLA GİRİYOR

Elemge, Canan Akyüz’ün ilk romanı.  Kurgusuna genel olarak baktığımızda; Bekir, Dilber, Uraz, Mave, Yazgı, Nefer isimli altı karakterin iç içe geçmiş hikâyelerinin bütünlüklü olarak anlatıldığını görüyoruz. Roman, bu karakterlerin ağzından bölüm bölüm anlatılıyor. Her bölümden önce, tanrısal bakışla yazılmış birer sayfalık anlatılar yer alıyor. Karakterin, kendi hikâyelerini tanrısal bakışa sahip olan yazara anlattığını hissedebiliyoruz.


"Son yıllarda okuduklarım arasında beni en çok onun yazdığı hikâyeler heyecanlandırdı. Derinlerden gelen bir çığlık ince bir duyarlıkla hayat buluyor. Edebiyatımızın gelecek vaat eden bir yazar kazandığı inancındayım."
Mario Levi

“Daha ilk okuyuşumda çarpılmıştım: Bir ilk kitapta çok az rastlayabildiğimiz bir dil (özellikle argo) hâkimiyeti, teknik ustalık, capcanlı (anti)kahramanlar: Canan Akyüz için zarımı atıyorum.”
Selahattin Özpalabıyıklar

“Serpil göbeğimi yalamaya başlayınca kendime geliyorum. En son yanımda uyuyan karı, hangi ara kıvrıla kıvrıla aşağı inip iş görmeye başladı acaba? Taşağımı ağzına alırken şeyhini görmüş derviş gibi inlediğine göre bir şey isteyecek belli ki. Karışmıyorum. Uğraşsın orada. Hem o debelenirken kafam dağılır belki. Aklıma gelenleri unutturur biraz. Tüm ölülerim dirildi sanki. Kafamın içi mahşer yeri. Ölünce gitmiyorlarmış demek.”

Romandaki herkes bir trajedinin kurbanı. Annesiz babasız hayatın sert, saldırgan arka bahçesinde büyüyen, satan, satılan, kan ve cinayetle burun buruna yaşayan, uyuşturucuya bulaşan ama hep temiz bir dünyanın hayalini kuran, çıkış yolu arayan…
Hacimsel olarak küçük olan –88 sayfa– olan Elemge’de, yazarın sıkıştırılmış, özenle işlenmiş dili dikkat çekiyor. Canan Akyüz’ün eril dili bu kadar ustalıkla kullanması ve argo hâkimiyeti ise üzerine konuşmaya değer bir konu.

Arka malallelerde çürüyüp giden hayatlar. Satılan bedenler. Öldürmek üzere eğitilmiş köpekler. Uyuşturucu. Annesiz, babasız büyüyen çocuklar. Cinayetler.
Canan Akyüz Elemge’de bunları anlatıyor.  Birbirine geçen hikâyeler, elemgeye sarılan bir ip gibi birbiri etrafında dönüyor.

... 

Çin İmparatoru bir kara mizah romanı. Tilman Rammstedt ­– Çin İmparatoru – Dedalus Kitap – Çeviren: Esen Tezel

Çin İmparatoru’yla 2008'de Avrupa’nın en prestijli ödüllerinden olan Ingeborg Bachmann Ödülü'nü kazanan Tilman Rammstedt, Alman edebiyatının en parlak yazarları arasında gösteriliyor.
Huysuz bir ihtiyara, torunlarından umulmadık bir hediye verilir: İstediği her yere gidebileceği bir tatil!

Çılgın yaşlı adam “Çin” diye tutturunca işler beklenmedik bir hal alır…

Dedesiyle gitmesi gereken Keith, onu kararından döndüremez. Büyük bir talihsizlik sonucu kendi seyahat parasını kumarda kaybeder ve dedesini bu imkânsız yolculuğa tek başına gönderir. Herkes onu dedesiyle beraber Çin’de sanırken, Keith evinde saklanmaktadır.

Roman Keith’in, dedesinin seyahat sırasında öldüğünü haber almasıyla açılır. Keith hem suçluluk duygusu hem de dedesini kaybetmenin acısıyla karşı karşıyadır.

Roman bundan sonra flashbacklerle ve Keith’in yazdığı mektuplarla ilerlemeye başlar. Dede ve torunları arasındaki sıcak ve bir o kadar eğlenceli ilişki romanın alt yapısını oluştururken. Keith’in mektupları, dede ile Çin’de yaşadıkları hayali maceraları anlatır. Bu mektuplarda kullandığı Çin’e dair bilgileri ise bir gezi kitabından araklar. Tilman Rammstedt bir röportajında “Daha önce hiç Çin’e gittiniz mi?” diye sorulduğunda, “'Hayır asla. Aslında Çin İmparatoru’nu yazabilmek için ülkeyi tanımamanın çok önemli olduğunu düşündüm. Görüyorsun, ben araştırma yapmaya çok hevesli biri değilim. Çin hakkındaki bilgim Keith'inki gibi bir rehber kitapta okuduklarımdan ibaretti,” diyor.
İki farklı koldan ilerleyen roman tıpkı Coen Kardeşler’in filmlerinde olduğu gibi, kara mizahın üst seviyeye ulaştığı aynı zamanda duygusal bir alt yapısı olan bir yapıt.

Türkçeye daha önce Franz Kafka, Stefan Zweig, Thomas Mann, Emine Sevgi Özdamar, Cees Nooteboom gibi yazarların eserlerini çeviren Esen Tezel ise, Çin İmparatoru’nu Almanca aslından çeviren isim.


Kitabın çevirisi oldukça akıcı. Okumaya başladığınız an, insanı içine çeken bir yapıya sahip. Çin İmparatoru okuyucuya iyi edebiyat, eğlence ve yepyeni bir okuma deneyimi vadediyor. 

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails