Ümit Kireççi
...
“Ama
Başkanım Bana Sormuyorsun Ki Hiç…!”
Ve sonunda anladık ki katılımcı demokrasi olmazsa demokrasi
yarım olur, demokrasi de sadece seçimden ibaret değildir. Bir de artık bazıları
“demokrasi var, yönetime geldik, şimdi istediğimiz gibi insanların hayatına
karışır, hatta sistemi değiştirerek demokrasiyi yok bile edebiliriz” şeklinde
düşünmeyi bıraksa ne iyi olur. Ama bu ikinci kısım başka bir yazının konusu.
İlk 117 sayısı iki ayda bir, 118-200 arası sayılarıysa ayda bir yayınlanmış olan The Brave and The Bold serisi DC Comics’in 1955 yılında başlayıp 1983 yılına kadar aralıksız çıkmış olan bir serisidir. Daha sonra bazı kısa diziler olarak da yayınlanmışsa da Batman’in başkarakter olduğu çizgi film dizisi de hayli ilgi görmüştür.
Bu dizide birçok süper veya tarihi kahraman ve grubunun ilk hikayeleri yayınlanmıştır. Ya da farklı kahramanlar Brave and The Bold başlığı altında ortak maceralar yaşamak üzere bu dizide buluşmuştur.
Kimi az tanınan karakterlerin yanı sıra bu dizide Justice League of America, Teen Titans, Suicide Squad gibi bilinen gruplarla birlikte Metamorpho, Hawkman gibi kahramanların ilk hikayeleri de buradan tanışmış okurlarla. 50’li sayılardan itibaren ise bu dizi daha çok Batman’in baş kahraman olduğu, diğer kahramanların ona knuk olduğu serüvenler yumağına dönüşmüş.
Bu yazıma konu olan katılımcı demokrasi içeriğiyle bu dizi arasındaki bağlantı macerası 102. sayıda gerçekleşiyor.
Batman’a Teen Titans adlı genç kahraman grubunun konuk
olduğu sayının adı “Commune of Outcast / Defiance (iç başlık)”. Kapağıysa son
derece ilginç: Robin, Kid Flash, Speedy ve Wonder Girl’ün oluşturduğu Teen
Titans grubu üyeleri el ele asfalta uzanmıştır. Başlarının hemen altında yer
alan gazetenin başlığında “Gotham City Şehir Düzenlemesi Yapacak” yazıyor. Bir
kepçe gençlere doğru hızla sürülürken kepçenin tepesindeki Batman şoföre “Sür
şoför, bu muhalif gençleri ez” talimatı veriyor.
O yıllara özgü kapak tasarımı son derece merak
uyandırıcıdır. “Ne oldu da ortalık bu hale geldi?” sorusu okurun kafasında
dolanıp durur ve merakla açar kapağını çizgi romanının.
Açınca reklam falan görür önce ama olsun, daha şok edici
kareler peşi sıra gelmektedir. “Güzel bir bahar havası, Nisan falan ve Batman
kaldırımda yürüyerek havanın tadını çıkarıyordur” denmektedir kutu yazısında.
Sonra bir hırsızlık olur, Batman suçlunun peşine düşerek yakalar ama tam bu
sırada ortaya çıkan ve kendilerine “The New Aquarians” diyen bir grup genç o
bölgenin suçlularından sorumlu olduğunu söyleyerek tutuklamayı yapmak isterler.
Aralarında azınlıktan insanların da olduğu grupta “effendi” diye konuşan ve
adının Ben Ahmed olduğunu öğrendiğimiz siyahi bir Müslüman da vardır.
Yöneticilerin kendilerine söz hakkı vermemesinden ve ilgilenmemesinden yakınan
gençlerle Batman tartışsalar da olaylar çirkinleşmeden biter.
Ertesi gün tartışma alevlenir ama. Hırsız hakkındaki
suçlamalar düştüğünden serbest bırakılmıştır ve tekrar hırsızlık yapmıştır.
Hatta tam o sırada bir seyahat şirketinin çalışanını dövmektedir. Gençler
dükkana girseler de hırsızı yakalayamazlar. Bu sırada ise polis gelir ve sorup
soruşturmadan gençlere copla saldırır. “Hey, dur, bizim haklarımız var” diyen
gençlerin imdadına Batman yetişir. Konuşulunca anlaşılır ki gözü kapalı şiddete
başvuran polisler bu gençlerin seyahat şirketine saldırdığına dair ihbar
almışlardır. Batman “Siz de böylece buraya çıkartma yapmaya ve düşmana
saldırmaya geldiniz öyle mi?” diye sorar. Polisler utanarak geri çekilir.
Komşuların ve birçok esnafın kötü kişiler olarak gördüğü
gençler aslında çevrelerine ve haklarına duyarlı insanlardır. Onları şikayet
eden komşu da diğerleri de yanılmaktadır. Gençler ellerindeki belediye
broşürünü verirler Batman’e “şehir düzenlemesi, yıkım 10 Mayıs’ta başlayacak”.
Olayın devamında belediye meclisinde bir toplantının
protestolar nedeniyle gerçekleşemediğini görürüz. “Meclis yıkımı konuşacak”
diyordur Belediye Başkanı kürsüde ama gençler “Hayır! Kimse bize danışmadı
sayın başkan. Biz bu projeyi onaylamıyoruz” demektedir.
Çok komik ama o sayfadaki diyaloglar aynen şöyledir:
Başkan – Sizi isyancılar. Orası getto. Çoğu boş binalar.
Suç oradan yayılıyor. Orayı yıkacağımız için bize minnettar olmalısınız.
Gençler – Orası bizim yuvamız. O binalar tarihi. Yoksulların
kapısından giremeyeceği binalar dikeceksiniz oraya. Komünümüzü yok etmek için
bir hile bu.
Delegeler – Genç vahşiler. Polis nerede? Gelip atsın
şunları dışarı!
Komiser Gordon – Yerinize sessizce oturun yoksa hepinizi
tutuklarım.
Batman – Büyük bir demokrasi dersi bu komiser…! Bu
gençlerin kulaklarınıza ve yüreklerinize (vicdanınıza) ihtiyaçları var. Tek
istedikleri gettoyu kendilerinin değiştirmesi için bir şans. Bu gettonun ihmal
edilmesinden hepimiz sorumluyuz. Hatamızı yıkıntıya gömemeyiz.
Başkan – Oylama yapıldı, sözleşmeler imzalandı, Batman
yıkım gerçekleşecek. Toplantı sona ermiştir.
Gençler – Eski kuşak bizi dinlemiyor. Bu burada bitmez.
Başka yolar da var.
Batman – Gençler şimdi gerçekten kızdılar. Bunlar daha kötü
bir şey yapmadan çözüm bulmalıyım.
Teen Titans grubu burada devreye giriyor. Genç kahramanlar
işbirliği önerseler de Aquarians grubu tabanca ve bıçaklarını hazırlamaya
başlar onları dinlemeden.
Sabah kepçe ve dozer seslerine uyanır bütün gençler.
Gettonun sakinleri hemen silahlara sarılırlar. Mücadeleye devam edeceklerdir.
Ama o ne? Teen Titans üyeleri iş makinelerinin önüne yatarlar. Gençlerin lideri
“Bunu biliyorum bu sivil itaatsizlik” der ve yanlarına uzanır. Diğer gençler
onu takip ederken onlarla alay eden esnaf da yanlarına uzanıverir. Sinirli
komşu da hayretler içindedir onlara bakarken.
Bu sırada ortaya çıkan Batman “Sürün araçları, ezin şu genç
anarşistleri” diye bağırır.
Valla şaka gibi bu sayfadaki diyaloglar:
Batman – Bu intihar meyillisi insanlardan size ne, ezin
onları. Akşam haberlere çıkacaksınız. Şehrin yarısı (%50’si) sizi sevecek
yarısı (% 50’si) nefret edecek. Hem zalim olacaksın hem de kahraman.
Araçlar durur.
İşçi – Benim de çocuklarım var ben bunu yapamam.
Başkan geri adım atar ve gençlere 30 gün süre verir. Bu
sürede gettoyu kendi sakinleri düzeltirse yıkım kararı kalkacaktır.
Ancak gettonun mutlu halinden hoşlanmayanlar vardır.
Zamanında ceza evinde de yatmış esnaf görünümlü biri adamlarıyla gençlere
saldırır. Ancak aşkla kandırdığı kadının kurşunuyla can verir. Bu kadın
zamanında gençlerle alay eden ama sonrasında onlarla aynı asfalta yatmış
kişidir. Bu mecazi ölümle birlikte getto kurtulur. Yönetim, iş adamları ve
fırsatçılar geri çekilmiş, gençleri, yeni kuşağı kendi dünyalarında yalnız ve
mutlu bırakmışlardır.
52 sayfalık çizgi
romandaki ilk öykü 22. sayfada bu şekilde sona erer. Hikayenin yayın yılı 1972.
Yazan Bob Haney, çizen Jim Aparo.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder