30 Mayıs 2016 Pazartesi

Manga Çevirmeni İlke Güntan Röportajı: En başta hobi olarak başlamıştım.

Feyyaz Akdoğan, üniversitede verilen bir proje için manga çevirmeni; daha çok Gerekli Şeyler,  İlke Güntan’la önemli noktaları gün ışığına çıkaran kısa bir röportaj gerçekleştirmiş. Noktasına virgülüne dokunmadan paylaşıyoruz.  

Akdoğan - Merhaba, kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Güntan -Merhaba, 26 yaşındayım. Yıldız Teknik- Biyo Mühendislik Bölümü mezunuyum. Bu bölümde yüksek lisans yaptım.

Akdoğan - Ne zamandan beri Manga/ Anime çeviriyorsunuz?

Güntan - Mangaya ilgim ilk başta animeyle başladı.
Çocukluğumda izlediğim benim dönemimin çok iyi bildiği “ice warrior” adlı bir animeyle başladım.
Daha sonra bunun mangası olduğunu da öğrendim ve onu da okumak istedim bu şekilde devam etti.
Daha sonra da bir çevirmen arkadaşımın yardımıyla Japonca da bildiğimden dolayı ilk başta editörlük olarak gerekli işlerde çalışmaya başladım daha sonra çevirmenliğe ihtiyaç artınca benim editörlükten çevirmenliğe geçişim oldu.
Bu şekilde yaklaşık 4-5 aydır çevirmen olarak devam ediyorum.

Akdoğan - Manga Japonca çizgi romanlarının genel adı, bir de diğer batı kültürünün çizgi romanları ile karşılaştırdığınızda ne gibi farklar görüyorsunuz?

Güntan - Amerikan çizgi romanı çok okumuyorum ama özellikle fuarlara gittiğim için gözlemlediğim şeyler var. Bunlardan biri anne ve babaların çocuklarına çizgi roman almaması, bunun nedeni de şiddet içeriyor olmasıdır. Aslında ilginçtir ki Amerikan çizgi romanıyla manga çizgi romanını karşılaştırdığımızda manganın daha çok şiddet içerdiği söylenebilir. Kan daha çok gösterilir. Savaş sahnelerine yer verilir. Ama buna rağmen sanırım siyah beyaz olduğundan dolayı anne ve babalara daha masum gözüken çizgi romanlardır.
Dil olarak da sanırım şirketlerin aldığı bir karar olarak ‘’Marvel’’  veya ‘’DC‘’ daha geniş yaş kitlesine hitap edebilmek için dilini kontrol etmeye ve çok fazla küfür kullanmamaya çalışır.
Manga da ise yaşlar kategorize edildiği, hitap kitlesi belirlendiği için argo kullanımı ya da küfür içermesi daha yaygın kullanılabiliyor.

Akdoğan - Diğer çizgi roman çevirmenlerini takip ediyor musunuz? Ediyorsanız çevirilerini beğendiniz bir çevirmen var mı? Ya da manga çevirmeni olarak?

Güntan - Manga çeviri çok fazla çıkmıyor. Kendi yayınlarımızı takip ediyorum ama farklı yayınlardaki çevirilere bakma fırsatım olmadı.

Akdoğan - Kaynak metine bağlı kalıyor musunuz ve Japonca’dan Türkçe’ye aktarırken yaşadığınız problemlerden bahsedebilir misiniz?

Güntan - Bu konudaki en büyük sıkıntı Japonca ile Türkçe arasındaki farklılıklar. Örnek olarak  -chan, -san, -kun gibi Japonca’daki saygı eklerinin Türkçe’de olmamasıdır.
Japonca’daki -kun ekinin örneğin çocuklarda Japon kültüründe eşit yaşlarda olanların kullandığı bir kişiye hitap etme biçimidir fakat bunun Türkçe’de tam olarak karşılığı yoktur. Bu nedenle aktarımı müsait ise Türkçeye aktarmaya çalışıyorum, fakat Türkçede konuşma dilinde bay, bey abes kaçtığı için bu durumlarda Türkçeleştirmeye çalışıyorum.

Japonlarla yaptığımız anlaşmalarda da Türkiye’de oluşturulacak manga çizgi roman kültürünün Türkiye’ye özgü olmasını istediler. Ve bu tür ifadelerin Japonya’ya özgü olduğu için kullanılmamasını talep ettiler. Bu yüzden kullanmıyoruz.

Akdoğan - Geçiminizi sağlamak için manga çevirmek yetiyor mu?

Güntan - Burada işe başlamadan önce freelance olarak çalışıyordum. O zaman tabi ki İstanbul’da yaşamak için yeterli ücreti alamıyordum. Ama artık tam zamanlı bir işte olduğum için yetiyor. Farklı yerlerden de çeviri alıyorum. Sonuçta belli bir yerden sonra isminiz duyulmaya başlıyor ve çevreniz genişliyor. Geçimimi tamamen bu işten karşılıyorum. En başta hobi olarak başlamıştım.

Akdoğan - Normal metin çevirilerinde karakter ya da sözcük başına ücretlendirme yapılıyor. Peki, mangalarda nasıl ücretlendirme yapılıyor?

Güntan - Mangalarda genellikle bir sayfadaki yazı sayısıyla diğer sayfadaki yazı sayısı tutmadığı için sayfa başından ücretlendirme yapılıyor.

Akdoğan - Siz ‘’Tokyo Ghoul  ‘’un ikinci cildini çevirmeye başlamışsınız sizden önce birinci cildi çeviren olmuş peki bu önceki çeviriyi okudunuz mu? Kendi çevirinizle karşılaştırdınız mı? Kendi çevirinize başlamadan önce onun çevirisine bakıp aynı üslubu vermeye çalıştınız mı?

Güntan - Ben bir işin editörlüğünü de alsam çevirmenliğini de alsam benden önce çıkmış kitapları okuyorum. Dili nasıl, tavrı nasıl diye bakarım. Bir önceki çevirmen sokak ağzıyla yazmış ise ben çok resmi bir dille yazamam. Çok garip olur bu durum. O yüzden buna dikkat ediyorum. Ya da çevrildiğinde çok garip duruyorsa o zaman direk anlamını aşağıda not olarak belirtiyoruz.

Akdoğan - Japoncayı kendi imkanlarınızla mı öğrendiniz?

Güntan - Evet. Üniversite ikinci sınıfta, Türk Japon kadınları dayanışma derneği (bir türkle evlenip türkiyeye yerleşen japon kadınları ile aynı zamanda japon kültürüne ilgi duyan türk kadınları beraber bir dernek açmışlar) burada kültürlerini öğretiyorlar bu şekilde kurslar veriyorlar. Çok şanslıydım Yıldız Teknik dersliğinde onlara denk geldiğim için derslerine katılmaya başladım ve bu şekilde yaklaşık 4 sene kurs olarak daha sonra da kendim çalışarak öğrendim.

Akdoğan - Japoncayı akıcı olarak konuşabiliyor musunuz?

Güntan - Bazı ifadelerde evet ama tabi ki anlıyorum ama konuşamıyorum klişesini ben de yaşıyorum.

Akdoğan - Herhangi bir CAT (Bilgisayar Destekli Çeviri) programı kullanıyor musunuz?

Güntan - Şu ana kadar hiç ihtiyacım olmadı çünkü biz öyle bir şey yapmıyoruz. Benden öncekiler nasıl çeviri yapıyorsa bende öyle yapıyorum. Klasik şekilde kendim çeviriyorum.

Akdoğan - Yayınevi ile anlaştıktan ve çevrilcek metin eline ulaştığı zamandan teslime kadar olan süreci de bizimle paylaşır mısınız?

Güntan – Japonya’dan kitaplar bize postalanıyor. Ofise ulaştığında haber geliyor ve alıyorum.
Balonlama ile başlıyoruz yani 1, 2, 3, 4, 5 diye balonların numaralandırılması olarak bölüyöruz.
Efektleri ayrı bir şekilde ayrı numaralandırıyoruz. Daha sonra o CAT programları olmadan word dosyasını açıp çevirmeye başlıyorum.

Akdoğan - Ses çevirilerini nasıl yapıyorsunuz?

Güntan - 3 -4 tane ses efektleri var. Her birinin de karşılığı var mesela biri hafif adım biri koşar adım gibi.
Tabi bunları böyle bırakamıyoruz Japonca’daki anlamı o olsa dahi öyle kalmıyor.
Bizde de öyle efekt olmadığı için bir şeyler bulmak zorunda kalıyoruz.
Mesela -suta yazıyor japonca biz pata yapıyoruz (adım ).

Akdoğan - Manga dışında farklı bir alanda çeviri yapıyor musunuz?

Güntan - Çalıştığım diğer yayınevinde çocuk matematik masalları çeviriyorum.

Akdoğan - Bu alanda ilgisi olan çevirmenlere, çevirmen adaylarına ne tavsiyeler verirsiniz? Neler söylemek istersiniz? Eğer bu alana ilgileri varsa yönelmeliler mi? Ne düşünüyorsunuz?


Güntan - Şu anda genişleyen bir piyasa. Çalıştığım yayınevine birçok çeviri geliyor. Biz şu an bile Japonca çevirmen arıyoruz. Eğer ilgilenen varsa ki çok iyi Japonca konuşmalarına gerek yok,  zaten yazı diliyle konuşma dili çok farklı. Japonca’da özellikle daha çok fark ediyor. Okumak farklı birşey konuşmak  çok çok farklı  bu dilde. İlgisi olan varsa mutlaka yayınevlerine başvursunlar.

1 yorum:

Nilüfer'in Koleksiyonu dedi ki...

İşlerini takip ediyoruz, güzel bir röportaj olmuş!

Linkler

Related Posts with Thumbnails