12 Mayıs 2016 Perşembe

ÇİZGİ ROMAN FİLMLERİNİN ALTIN ÇAĞI / ÇR Film Uyarlama Yarışması -1-

Berke Kadam
...
Çizgi romanlar yıllardır sinemaya uyarlanıyor. Sam Raimi’nin Spider-Man üçlemesinin veya X-Men filmlerinin başarısı tartışılmaz. 90’ların sonu, 2000’lerin başına damga vuran bir Blade var. Superman ve Batman zaten uzun bir süredir sinemanın gediklileri. Fakat bu kadardı. Marvel, Iron Man filmiyle sahneye çıkmadan önce sinemaya başarıyla uyarlanan çizgi romanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Nerd/geek kültürünün ürünleri sinemayı fethine Iron Man ile başladı.

Iron Man çizgi romanlardakinden farklı uyarlandı aslında. Robert Downey Jr’ın Tony Stark’ı çok daha ukala, egoist ve komikti. Bu da izleyiciler tarafından fazlasıyla beğenildi. Iron Man, Marvel Cinematic Universe’ün amiral gemisi oldu. Marvel, oyunculukta bir türlü dikiş tutturamamış RDJ’ye Tony Stark rolünü vererek oynadığı kumarı kazanmıştı. RDJ kariyerinin ikinci baharına yol alırken Marvel Studios da görülmeyeni, hayal bile edilemeyeni yapıp The Avengers’a yürüyordu.

DC, sinemada sadece Christopter Nolan’ın Batman’iyle var olurken Marvel film çekme haklarını elinde bulundurduğu kahramanların en bilindik olanlarına film çekti. Tüm kahramanları aynı evrende soluk alıyordu, jenerik sonrası sahnelerle bunu anlattı, en sonunda Dünya’ya uzaylılar saldırdığında da hepsini aynı takım altında buluşturdu: The Avengers. Joss Whedon, muazzam bir uyarlama yapmıştı. Geekler rüyalarını ekranda görmekle yeterince tatmin olurken çizgi roman okumayan kitlenin de beğeneceği, aksiyon ve mizah ayarını tam kıvamında tutturan bir film vardı karşımızda. Bu film sayesinde süper kahramanlar iyice popülerleşti, ortak evren sistemi ise sinema sektörünü değiştirdi. Her firma kendi sinematik evrenini oluşturmaya çalışıyor ve geek kültürünün tanınması da ortaya çıkan işlerin kalitesini artırıyor.


Artık internet var. Artık rezil Daredevil veya Green Lantern filmleri izleme olasılığımız çok düşük. Hayranlar tepkisini rahatça ortaya koyabiliyor, tepkiler çabucak büyüyüp çığ oluyor. Bundan böyle geek kültürü Amerikan filmlerinde ezilen tiplerin tekelinde değil, bu da sırf sinema seyircisine hitap edeceğiz diye batırılan uyarlamaların sayısını azaltıyor. O sinema seyircisi de geek oldu şimdi.

Bu sene çıkan Deadpool’a bakalım. X-Men Origins: Wolverine’deki saçma sapan Deadpool uyarlamasıyla alakası yoktu. Çizgi romanlarda okuduğumuz Deadpool neyse, Ryan Reynolds’ın oynadığı da oydu ve Fox’un tahmin bile edemediği bir başarıya ulaştı. Pazarlama iyi yapıldı, okurlar eli yüzü düzgün bir uyarlamayı uzun süredir bekliyordu, ciddi uyarlamalar arasında da izleyiciye hele ki film kuraklığı yaşanan bir dönemde çıkmasıyla soluk aldırdı. Evet, Deadpool veya Ant-Man gibi diğerlerine kıyasla bilindik olmayan kahramanların sinemaya asıllarına oldukça yakın şekillerde uyarlanışını izlediğimiz bir dönemdeyiz. MCU, Netflix dahil her yere el atmış durumda. Arrow ile Flash’ın önderlik ettiği DC dizi evreni var mesela, evrenler arası yolculuk yapıp Supergirl’le ortak bölüm çekilmesine şahit olabiliyoruz. Marvel ve DC dışındaki çizgi romanların da ekrana uyarlanışına şahit oluyoruz artık.

Tabii ki uyarlama yaparken değişen şeyler oluyor. Avengers’taki Hawkeye ilk aklıma gelen örnek. Karakterin aslının mor ve maskeli olduğunu söylesem filmi izleyen birçok kişi inanmayacaktır bana. Wolverine’nin, X-Men filmlerinde gönderme de yaptığı, sarı renkli spandex kostümü de benzer bir örnek. Her iki kahraman da filmlerde gri tonlarda ajan kostümleri giyiyorlar ve benim bununla bir sorunum yok. Sinema farklı bir dünya, izleyicisi de farklı, daha gerçekçi şeyler görmek istiyor. O yüzden bazı şeyler çizgi roman sayfalarında kalmalı gerçekten. Iron Man’in ezeli düşmanı Mandarin mesela. Sinemada komik duracak bir karakterdi bence ve Iron Man 3’te hiç beklemediğimiz bir şekilde uyarlandı. Iron Man fan’ı olmamamın da neticesinde ben beğendim bu halini ancak internet aleminde inanılmaz kötü tepkiler aldı.

The CW kanalında yayınlanan Arrow dizisi uyarlamaların karakterleri ne kadar değiştirebileceğine daha sağlam bir örnek. Normalde esprili bir kahraman olan Green Arrow, diziye Nolan Batman’inin televizyon şubesi şeklinde uyarlandı. Son sezonda daha açık ve renkli bir atmosfere geçiş yapsalar da üç sezon boyunca Batmanvari bir Arrow izledik – evet, Green bile değildi. Bu tarz da kapüşonlu okçumuza acayip yakışmıştı kanımca. Daredevil’a yakıştığı gibi. Daredevil ve Arrow, hele ki Batman seviyorsanız kesinlikle izlemeniz gereken diziler.
Çizgi roman uyarlamaları altın çağını yaşıyor. 2015 Fantastic Four’u gibi kötü ürünler görsek de başarılı yapımlar kesinlikle çoğunlukta. Adım attığımız yerden çizgi roman filmi veya dizisi çıkıyor. Bazıları çizgi romana sadık kalıyor, bazısı yepyeni şeyler deniyor ve sonuçta çeşitlilik yarattıklarını kabul edelim. Şimdiye kadar iki ayrı Spider-Man uyarlaması izledik örneğin, ikisi de ayrı güzeldi ve Homecoming filmiyle üçüncüsü gelecek. Green Arrow’a karanlık atmosferin ne kadar yakışabileceğini gördük. Sevin ya da sevmeyin; çizgi romanlar ekranları fethetti ve keyfini çıkarmaya bakmak alacağınız en doğru karar olacaktır.

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails