30 Kasım 2015 Pazartesi

"Savaş ve Çizgi Roman Paneli" İzlenimler

TUDEM /Desen yayınlarının 34. ULUSLARARASI İSTANBUL KİTAP  FUARI kapsamında düzenlediği ve moderatörlüğünü Ümit Kireççi'nin üstlendiği  “Çizgi Roman’da Savaş Teması ve II. Dünya Savaşı’nın 70. Yıldönümünde Yalınayak GEN” panelinde Alişan Cengiz, Arzu Taşçıoğlu ve Berk Uralcan comics ve manga dünyasına ait gözlemlerini paylaştılar.


Panel Fotoğrafları / Arden Köprülüyan - ÇROP FACEBOOK Sayfası

Ümit Kireççi'nin açılış yaparken II. Dünya Savaşı, savaşlar, ülkemizi çevreleyen çatışmalarla ilgili konulardan bahsederken çizgi romanın popüler konuları nasıl işlediğine dikkat çekti. Bunun ardından o günlerde yaşanan savaş vahşetini daha iyi anlatabilmek amacıyla Lilith adlı çizgi romandan yansıyan İkinci Dünya Savaşı fotoğraflarıyla çizimsel yorumlarını gösterdi. Buradan da “Yalınayak Gen”in yaratıcısının savaşa; her şeye rağmen, kaybetmediği barışçı bakış açısına, biyografik detaylarına ve Japon propagandası yapmak yerine evrensel barış dileğini aktardı.

Alişan Cengiz, mangalarda süregelen ve hayli masalsı dünyalar ve kişiler üzerinden yürüyen savaş temalarının naif, eğlenceli veya son derece şiddet dolu hallerinin her şekilde gerçeklikten oluşuna dikkat çekti. Bunun ardından Japonya'nın II. Dünya Savaşından sonra ilk defa ordu kurma hakkını aldığını, ülkede militarist bir hava sezdiğini ve bunun yakında mangalara da sirayet edebileceğini belirtti. Yakında gerçek ülkelerde, gerçek isimler ve gerçek hedeflerle savaşlar işleyen mangalar görülebilecekti bu öngörüye göre. Manganın bu militarist havadan ve gündem siyasetinden uzak kalmama ihtimalinin manganın tadını bozabileceği de sözleri arasındaydı.

Daha sonra sözü Berk Uralcan alarak şu başlıkları dile getirdi:

İkinci Dünya Savaşı - Amerikan ve İngiliz Çizgi Romanları

1 - Çizgi roman ve “savaş” çok geniş bir konu - “savaş” kavramını, “çizgi roman” kavramını neye göre tanımladığınıza göre çok değişiyor. Günümüzde yayınlanan Civil War, Secret Wars, Darkseid War gibi hikayeler de sonuç olarak “savaş” olarak tanımlanıyor. İkinci Dünya Savaşı gibi çok spesifik bir sınırlandırma yaptığınız zaman bile, aslında akademik olarak en çok incelenen konulardan biriyle ilgileniyorsunuz.
O yüzden kısa bir konuşma ile çok ciddi bilgi sahibi olmak mümkün değil.

2 - İngiliz çizgi romanı

İngiliz çizgi romanı daha gerçekçi, savaşın içinden kahramanlık hikayelerine yoğunlaşan eserler içeriyor. Bunun kökü İngiltere’deki “Story Paper” geleneği, bu daha sonra Birinci - İkinci Dünya Savaşlarında bir propaganda mecrası olarak kullanılmaya devam ediliyor. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’na giden süreçte İngiliz çizgi roman dergileri “Altın Çağ”larını yaşıyorlar, fakat savaş sırasında kağıt sıkıntısı nedeniyle üretim düşüyor.
Yine de, devletin kağıt sıkıntısına rağmen uygun dergilerin yayınlanmasına devam etme yönünde bir çabası var, çünkü vatanseverlik duygusu aşılamada, orduya asker kazandırmada bu çizgi romanlar önemli bir kaynak.

3 - Amerika’da ise süper kahramanlar var. 

1938’de yaratılan Superman’in ardından bu türe çok ciddi bir ilgi doğuyor. Süper kahramanlar çok hızlı bir şekidle İkinci Dünya Savaşı’na dahil ediliyorlar.
Burada sadece içerik olarak değil, materyel kültür açısından da bakmak gerekiyor: savaş pulu satma çabası, içerikten tamamen alakasız kapak resimleri ABD’nin savaş propagandasını en az hikayeler kadar etkileyen unsurlar.
Bu kapaklarda, özellikle Japonlara karşı ciddi bir ırkçılık görmek mümkün. Hitler bile resmedildiği zaman insan gibi resmediliyor, Japon askerleri ve liderleri ise alt bir ırk olarak çiziliyor.
Amerikan çizgi romanının İkinci Dünya Savaşı içerisinde ortaya çıkarttığı enteresan bir sonuç “super patriot” / “süper yurtsever” karakterler. Bunlar, 1940-41 yıllarından sonra yaratılan, ve tek varolma amacı savaş sırasında ABD propagandası yapmak olan karakterler. 1941 - 45 arasında çok popüler olan ve on beş - yirmi çizgi romanda başrolde olan bu karakterler, 45’ten sonra tamamen yok oluyor.
Dönemin The Shield, Liberator, Captain Flag, Miss America, Liberty Belle gibi karakterler arasından bugün yalnızca Captain America önemli bir kesime hitap etmeyi sürdürüyor.

Arzu Taşçıoğlu ise manga, savaş ve kadın mangaka odaklı harika bir araştırmayla çıktı dinleyicilerin karşısına. Japonya'yla yazışarak derlediği konuşmasının kısa özeti aşağıdaki yer almaktadır:

Savaşın manga üzerinde çok yönlü bir etkisi oldu. Savaşta yaşanılan trajediler ve Japon devletinin politikaları, birçok Japon sanatçıyı bu temada manga üretmeye itti. Hiroşima’ya atılan atom bombasının doğrudan tanığı olan Keiji Nakazawa’nın yarı otobiyografik “Yalınayak Gen”i ve savaşta sol kolunu kaybeden Shigeru Mizuki’nin kendi tecrübelerine dayanan “Soylu Ölümümüze Doğru, İleri” adlı eseri, manga tarihinin önemli eserleri arasındadır.

Savaş, mangayı sadece konu olarak değil, biçimsel olarak da etkiledi. İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı tecrit nedeniyle manga, dünya çizgi romanındaki gelişmeleri izleyemedi. Savaşın sonundaysa, Amerikan askerlerinin getirdiği çizgi romanların etkisiyle büyük bir biçimsel değişim yaşadı. 
Kyou Machiko’nun “Cocoon” adlı eseri. 
(Kyoto Uluslararası Manga Müzesi ve Kyoto Uluslararası Manga Araştırma Merkezi’nin izniyle)

Ayrıca bu kadar büyük trajedilere tanık olmak, manga için bir itici güç de oldu. Manganın biçimsel gelişimi ve bugünkü popülerliği üzerinde tartışmasız büyük etkisi olan Osamu Tezuka, savaşta yaşadıklarının ardından bütün hayatını manga üretmeye ve bu yolla dünyaya barış mesajını yaymaya adadı.


Günümüze gelindiğinde, yeni kuşak manga sanatçıları hala savaş konusunu ele alıyorlar, ancak çok farklı eserler üretiyorlar. Eylül ayında Kyoto Uluslararası Manga Müzesi’nde açılan “Manga ve Savaş” sergisinde özel bir yer ayrılan üç kadın manga sanatçısına da özellikle değinmek gerekir. Yuki Ozawa, Kyou Machiko ve Kouno Fumiyo yeni savaş mangası biçimleri yaratıyorlar. Fantastik öğelerle çarpıcı gerçekliği bir arada kullanan ya da savaşın cephe dışında kalan bambaşka yönlerini ele alan bu sanatçılar “evrensel savaş temasına farklı bir bakış” getiriyorlar.

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails