21 Temmuz 2015 Salı

ÇROP 8 Yaşında Otuz Sekizinci Yazı: FIGHT CLUB

Doruk Çetin

FIGHT CLUB 2 #1 İNCELEMESİ

“Bazı hayali arkadaşlar asla çekip gitmez!”

Belki aranızda başlığın yanındaki rakamı görünce benim hala yaşadığım şaşkınlığı yaşayanlar vardır ama Fight Club’ın gerçekten de devamı geldi, hem de Palahniuk’un kendi kaleminden. 96’daki kült romandan farklı olaraksa yazar hayatında ilk defa (hatam varsa uyarın) çizgi roman formatında şansını deniyor.  Yazarın alışık olmadığı bir mecrada bulunmasının ve zaman içinde başarısındaki gözle görülür düşüşün tereddüt yarattığı zaten aşikar ama beklentilerimin sarsıntıda olmasının en büyük sebebi tabii ki bu efsane ismin yanındaki “2” rakamı.
Heyecanınızını kaçıracağımdan korkmayın, sadece hemen açık edilen bir iki noktayı söylüyor olacağım; fazla detaya girmeden hikaye şöyle başlıyor: artık Marla ile evli ve bir erkek çocuk babası karakterimiz bir süredir Sebastian ismini kullanarak sahip olduğu geçmişi bir kenara itip Tyler’dan uzakta, sakin bir hayat yaşamaya çalışıyor. Fakat Marla evlendiği adamın şu anki halinden hiç de memnun değil, oğlu tam bir Durden ve çevresinde elinde öpücük şeklinde yara izi olan her kim varsa ona hala “Efendim!” diye sesleniyor.
Kapağın hemen arkasındaki “Are you space monkey material?” başlıklı kişilik testi tanıdık ve sıcak bir merhaba oluyor bize. Zaten birkaç cümle okuyunca görebileceğiniz gibi yazarın havası çizgi romana kesinlikle hakim; belki konuşma balonlarında eksikliği hissedilse de anlatıcı olarak Palahniuk’un sesi hala güçlü şekilde duyulabiliyor. Eisner ödüllü Cameron Stewart’ın çizimlerinin başarılı olduğu yönündeki görüşüme siz de sayfaları çevirince hak vereceksiniz, çizerin sayfaların üzerinde haplar ve güllerle denediği yenilikler ise bence gayet olmuş. Üç karakterin çizimi de film uyarlamasındaki görünüşlerini bir hayli andırıyor, fakat film uyarlamasını başarılı bulan biri olmam sebebiyle de yeni bir görünüş denemeye özellikle gerek kalmadığı kanaatindeyim.

Öpücük şeklinde yaralar, mor gözler,  özellikle de Marla’nın sigara dumanı kendini kesinlikle özletmiş fakat bir yerden sonra bu küçük göndermeler kalıbından çıkıyor ve grup terapileri, sabun ve hatta IKEA derken cümlelere biraz dikkat ettiğinizde kitaptan alıntıları çizgi roman sayfasında okumaktan fazlasını yapmadığınızı düşünüyorsunuz. Hikayenin ileride alacağı şekli bilemesem de okuduğum şey sanki Fight Club’ın devamından çok onun yeniden uyarlaması gibi. Özellikle en büyük endişem kesinlikle şu ki hikaye yeterince ilgi çekici devam etse, karakterler kareler ve konuşma balonlarıyla  farklı şeyler sunabilseler ve seri kendini son sayısına kadar heyecanla bile okutmuş bile olsa çizgi romanın fikir ve düşünce altyapısı olarak güçlü olacağına pek ihtimal vermiyorum, ki devamı olduğu kitabın içeriği göz önünde bulundurulunca bu gerçekten üzücü.


Durumu hayranlara şöyle anlatabilirim ki kısa ve öz bir şekilde çizgi roman “kitabın kopyasının bir kopyası”. Şimdilik bu sayıyla ilgili benim gözümde en güzel detay galiba Lee Bermejo’nun varyant kapak çizimi. Bu aralar ikinci sayı da çıkıyor olmalı, önyargılarımı kenara bırakıp bir göz atıyor olacağım. Gerçekten Palahniuk isteyenlerse bence açıp Choke okumalı, okudularsa tekrar okumalılar.

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails