|
…
FIGHT CLUB 2 #1 İNCELEMESİ
“Bazı hayali arkadaşlar asla çekip gitmez!”
Belki aranızda başlığın yanındaki
rakamı görünce benim hala yaşadığım şaşkınlığı yaşayanlar vardır ama Fight
Club’ın gerçekten de devamı geldi, hem de Palahniuk’un kendi kaleminden.
96’daki kült romandan farklı olaraksa yazar hayatında ilk defa (hatam varsa
uyarın) çizgi roman formatında şansını deniyor. Yazarın alışık olmadığı bir mecrada
bulunmasının ve zaman içinde başarısındaki gözle görülür düşüşün tereddüt
yarattığı zaten aşikar ama beklentilerimin sarsıntıda olmasının en büyük sebebi
tabii ki bu efsane ismin yanındaki “2” rakamı.
Heyecanınızını kaçıracağımdan
korkmayın, sadece hemen açık edilen bir iki noktayı söylüyor olacağım; fazla
detaya girmeden hikaye şöyle başlıyor: artık Marla ile evli ve bir erkek çocuk
babası karakterimiz bir süredir Sebastian ismini kullanarak sahip olduğu
geçmişi bir kenara itip Tyler’dan uzakta, sakin bir hayat yaşamaya çalışıyor.
Fakat Marla evlendiği adamın şu anki halinden hiç de memnun değil, oğlu tam bir
Durden ve çevresinde elinde öpücük şeklinde yara izi olan her kim varsa ona
hala “Efendim!” diye sesleniyor.
Kapağın hemen arkasındaki “Are you
space monkey material?” başlıklı kişilik testi tanıdık ve sıcak bir merhaba
oluyor bize. Zaten birkaç cümle okuyunca görebileceğiniz gibi yazarın havası
çizgi romana kesinlikle hakim; belki konuşma balonlarında eksikliği hissedilse
de anlatıcı olarak Palahniuk’un sesi hala güçlü şekilde duyulabiliyor. Eisner
ödüllü Cameron Stewart’ın çizimlerinin başarılı olduğu yönündeki görüşüme siz
de sayfaları çevirince hak vereceksiniz, çizerin sayfaların üzerinde haplar ve
güllerle denediği yenilikler ise bence gayet olmuş. Üç karakterin çizimi de
film uyarlamasındaki görünüşlerini bir hayli andırıyor, fakat film uyarlamasını
başarılı bulan biri olmam sebebiyle de yeni bir görünüş denemeye özellikle
gerek kalmadığı kanaatindeyim.
Öpücük şeklinde yaralar, mor
gözler, özellikle de Marla’nın sigara
dumanı kendini kesinlikle özletmiş fakat bir yerden sonra bu küçük göndermeler
kalıbından çıkıyor ve grup terapileri, sabun ve hatta IKEA derken cümlelere biraz
dikkat ettiğinizde kitaptan alıntıları çizgi roman sayfasında okumaktan
fazlasını yapmadığınızı düşünüyorsunuz. Hikayenin ileride alacağı şekli
bilemesem de okuduğum şey sanki Fight Club’ın devamından çok onun yeniden
uyarlaması gibi. Özellikle en büyük endişem kesinlikle şu ki hikaye yeterince
ilgi çekici devam etse, karakterler kareler ve konuşma balonlarıyla farklı şeyler sunabilseler ve seri kendini son
sayısına kadar heyecanla bile okutmuş bile olsa çizgi romanın fikir ve düşünce
altyapısı olarak güçlü olacağına pek ihtimal vermiyorum, ki devamı olduğu
kitabın içeriği göz önünde bulundurulunca bu gerçekten üzücü.
Durumu hayranlara şöyle anlatabilirim
ki kısa ve öz bir şekilde çizgi roman “kitabın kopyasının bir kopyası”.
Şimdilik bu sayıyla ilgili benim gözümde en güzel detay galiba Lee Bermejo’nun
varyant kapak çizimi. Bu aralar ikinci sayı da çıkıyor olmalı, önyargılarımı
kenara bırakıp bir göz atıyor olacağım. Gerçekten Palahniuk isteyenlerse bence
açıp Choke okumalı, okudularsa tekrar okumalılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder