8 Ekim 2013 Salı

Türkçe Thor Essential Basıldı Ama Öncesinde Ne olmuştu Acaba?

Başlıkta bir sorunun yer alıyor olmasının sebebini eminim Büyülü Çizgi Roman’ın bastığı Thor Klasik 1. Cildi alan herkes biliyordur. İlk cilt Thor’un öykülerini orijinal sıralamasının 167. sayısından itibaren basılmaya başlandı. Bu da okuru; en azından beni, öncesine dair meraklandırdı. Ne oldu da bu oldu şu oldu? İşte bu soruların kısa yanıtı bu yazıda yer alıyor.

Ama belki de kısacık özete geçmeden önce bir Thor tarihçesine bakmak gerekir. Efenim, tarihler 1962’yi gösterdiğinde Stan Lee, senarist Larry Lieber, Jack Kirby ortaklığının yarattığı yığınla kahraman arasına Thor da katılır. Journey in to Mistery çr dizisiyle başlayan Thor maceraları daha sonra kendi kitabına taşınmasıyla sürmüş, 83. sayıda başlayan birliktelik 126. sayıda (1966) The Mighty Thor ile devam ederek günümüze kadar gelmiştir. Stan Lee bir röportajında “DC Comics’in Wonder Woman’ı vardı, ben de benzer bir mitolojik figürü karşısına koymak için araştırma yaparken Thor’u buldum” diyordu. Özellikle o yıllarda DC’ye koşut olacak ama içerik olarak aynı alt yapıyı barındırmayacak kahramanlar yaratmaya çabalayan ve başaran Stan Lee Thor’u kesinlikle kendine has özelliklere sahip bir kahraman olarak yaratabilmiştir.

Thor’un öyküsü ise şöyledir: Tanrıların babası Odin Thor’un mistik çekicini dünyada (Midgard) bir mağaraya saklamış, bunu kaldırmaya layık bir kişi gelene kadar onu kimsenin 
kaldırmaması yönünde buyrukta bulunmuştur; kaldı ki zaten o çekici sadece bu girişte değil, maceralarda da Thor hariç kimse kaldıramamaktadır. Bu başlangıç hikayesinde buna vesile olanlar Venüslüler olur. Dünyayı keşfe çıkan bir grup Venüslü insanlara saldırınca Dr. Donald Blake yanlışlıkla mağaraya girer ve çekici bularak Thor’a dönüşür. Elbette Venüslüler yedikleri sıkı dayağın ardından arkalarına bakmadan kaçacaklardır. Yıllar sonra Gerekli Şeyler Yayıncılığın dilimize kazandırdığı muhteşem “Planet Hulk” hikayesinde Venüslü Korg biraz da pişmanlıkla “O zamanlar bütün insanları aynı güçte sandığımızdan kaçmıştık. Bütün insanları aynı güçte sanıyorduk.” itirafında bulunacaktı bu hikayeye atıfta bulunarak. 

Bu olaydan sonra artık Thor’la bağlantısı bulunan insan bedeni; bu birkaç kez değişecektir, farklı ama ortak yaşamların paylaşımcıları olacaklardır. Bu arada da ölümlü Dr. Jane Foster’la tanrıça Lady Sif arasındaki aşk gidip gelmeleri de kafaları karıştıracaktır. Ve elbette başta Dr. Donald Blake olmak üzere Thor’un bağlantı kurduğu tüm fani bedenler kimliklerini gizlemede ve hayatlarını, işlerini, aşklarını sürdürmekte aynı zorlukları yaşayacaklardır.

Thor öykülerini sınıflandırmak istesek herhalde üç gruba ayırabiliriz:

1 – Mitolojik hikayeler / Özellikle İskandinav mitolojini unsurlarının kullanıldığı, yer yer arap, germen boyları, mısır, yunan mitolojilerinin kurgulanmış hallerinin işe karıştığı öyküler.

2 – Bilimkurgu / Bu hikayeler ilginç bir şekilde çok geniş bir yer tutmaktadır Thor’da. Farklı gezegenler, kültürler, uygarlıklar, bilim, teknoloji…

3 – Dünyada geçen kahramanlık öyküleri / Basit soygunlardan diğer kategorilerin dünyaya tehdit oluşturan eylemlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.

Dünyada Avengers grubu, Asgard’da Savaşçı Üçler grubu en yakın silah arkadaşlarıdır. Ancak bunların dışında onlarca dostu ve yardımcısı bulunan Thor’un yardımcıdan çok düşmanı bulunmaktadır. Mitolojik güçler, bilimsel yaratıklar, tanrısal varlıklar ve üstün gücü olan insanlar… Bu kadar karakter ve böyle geniş bir alan Thor maceralarının hareket bölgesi olunca hikayeler de yoğundur ve iç içe geçmiştir. Her sayı büyük krizleri barındırırken pembe dizi (soap opera) tadında bir arkası yarın kurgusu işler. Her sayının sonu bir heyecanla biter, devam sayısında bu heyecan çözümlenirken yeni olaylar başlar ve bir sonraki sayıya taşınır.
Bu kurgu anlayışı yüzünden sağlıklı ve detaylı bir özet çıkarmak mümkün olmayacağından Büyülü Çizgi Roman’ın bastığı THOR Klasik 1. Cildinin başladığı yerin az gerisinden ele alacağım hikayeyi daha kolay anlaşılması için.

Yukarıda da belirttiğim gibi bu cilt 167. sayıdan başlıyor. Bu sayıda baştanrı Odin, çekicini “intikam” için kullanan Thor’u azarlamakta, cezalandırmaktadır. Lady Sif, Thor’un kendisi yüzünden cezalandırılmasını istememektedir. Bu arada Loki’yle kraliçe Karnilla Balder’i ele geçirme konusunu konuşmaktadırlar. Thor’un cezası “Odin gemisine” binerek uzaya açılmak, Galactus’u bulmaktır.


165. sayıdan başlamak bence son derece yerinde olacaktır. Zira sadece burada başlayan ve 166’da sona eren hikaye için bile aslında bir araba bilgi yazmam gerekirdi genel olarak. 


165’in girişinde bir önceki sayıya bağlantı görülür. Dünyayı ele geçirmek isteyen yer altı tanrısı Pluto ve iblisleri Amerikan ordusuyla Zeus’un desteğini alan Thor tarafından alt edilmiştir. Lady Sif ve Balder’le birlikte ordunun geçişini izleyen Thor bir önceki sayıda bir kozadan çıkan insanla karşılaşır. 

Bu kişinin adı “HIM”dir. Ve bu kişi bugünlerde sinemaya uyarlanan Guardians of the Galaxy’nin elemanı olan Adam Warlock’tur. 

Ancak bilimsel bir deneyin ürünü olarak yaratılmış olan HIM o dönemlerde çok büyük tanrısal güçlere sahip olmakla birlikte hayli çocuksu bir beyne sahiptir.



HIM, Lady Sif’i görünce evrensel yalnızlığını hatırlar ve Thor’la gerçekleşen sıkı bir kavganın ardından güzel kadını kaçırır. Thor, intikam yemini ederek peşine düşer. İşte bu intikam yemini Odin tarafından acıyla izlenir. 

 Bu arada kraliçe Karnilla yardımcısı Haag vasıtasıyla Balder’ı kaçırma hazırlığı yapmaktadır.

166. sayıda Thor HIM ile çok büyük bir savaşım içine girer. HIM, güçlü çekiç mjolnir’in darbelerine rahatlıkla karşı durabilmekte, Thor’u adeta yerden yere vurmaktadır. 

Bütün bunlar olurken araya bir de Haag karışır ama Balder’ı kaçırmaya muvaffak olmaz. Odin ise dev bir uzay gemisi yaptırmaktadır. Bir yandan da oğlunun yoldan çıkmış olmasına içerlemektedir.

Sonunda aşkını kaybetmenin acısıyla gücü katlanan Thor HIM’i yener. HIM tekrar bir kozanın içine girmeye başlar. 

Lady Sif’de saklandığı yerden bir hava kabarcığının içinde çıkagelir. Fakat bu buluşma sevinci Odin’den gelen çağrıyla yarım kalır.


Bu da bizi 167. sayıya bağlar.
***
Gerisi de Büyülü Çizgi Roman’ın dilimize kazandırdığı üçüncü çizgi roman dizisi olan THOR Klasik 1. Ciltte yer alıyor. Editörlüğünü İlke Keskin’in, çevirmenliğini ise S. Emre Taşkıran’ın üstlendiği dizi okurlarımızın; en başta ben, uzun zamandır beklediği bir kahramanla hasret gidermemizi sağladı desem yeridir.

Ama açıkçası üzülerek söylüyorum çeviride ciddi sorunlar olduğunu görmek bende biraz hayal kırıklığı yarattı. Marvel Team-Up’ta Örümcek Adam’ın Thor’la yaşadığı hikayede karşılaştığım çeviri sıkıntısının aynısı burada da gerçekleşmiş.

Thor’un orijinal eski sayılarında yer alan ancak bugün aynı şekilde kullanılmayan dili eskimiş durumda örneğin. 1962-2013… Çeviride ana metne fazlaca sadık kalınması anlaşılması zor cümleler okunmasına sebep olmuş. Gönül isterdi ki bu metnin çevirisinde biraz daha günümüz Türkçesine yakın bir çeviri yapılsaymış keşke.

Buna bir de hatalı sözcük seçimleri eklenince “Türkçede bu sözcük orada kullanılmaz muadili gerekiyordu” denebilecek birçok örneğe rastladım.

Bu işaret ettiğim çeviri sorunları beraberinde akmayan, kendini okutmayan, dikkat dağıtan, herhangi bir ses uyumunu barındırmayan bir metin ortaya çıkmasına neden olmuş. 

Çoğunlukla yayınevlerimiz tarafından göz ardı edilen bazı sözcüklerin koyu renkte basılması bu baskıda gözetilmiş ama orjinaline sadık kalınarak istenilen etkiyi yaratma ve vurgu verme gayreti saydığım sebeplerden dolayı maalesef istenilen hedefe ulaşılmasını engellemiş.
Thor’un 167. sayısından başlanmasına gerekçe olarak eski çizgilerin okurları rahatsız edebileceği, gözümüze sıcak gelecek çizimlerinden başlandığını duymuştum bir yayınevi açıklamasında. İnanıyorum ki İlke Keskin gibi her çevirisinde deneyimini arttıran, daha hayli yolun başında olmakla birlikte hevesli ve çizgi roman sevdalısı olan S. Emre Taşkıran gibi genç bir çevirmen tez zamanda bu eksiklerin üstesinden geleceklerdir. Dilerim çeviride ve dilde de aynı sıcaklık tez zamanda yakalanır, başta Thor olmak üzere bu ekibin işleri daha uzun bir süre okunur.

Ümit Kireççi
umitlila@gmail.com

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails