Çizgi Düşler yayınevinden çıkan Dampyr MAxi'nin 3. cildinde üç güzel ve gerilim dolu öykü yer alıyor: Afrika Büyüsü, Taranta Gecesi, Kızıl Geçit. Öylesine ilginç ve tesadüfi bir birliktelik ki bu öyküler bunu anlatamam. Ben özellikle ikinci öyküden yola çıkarak usta ozan Nazım Hikmet'e gönderme yapmak istemiştim ama öykü başlıkları beni benden aldı desem yeridir.
Taranta dikkatimi çeken sözcük olmuştu ilk. Hemen aklıma "Taranta Babu'ya Mektuplar" şiiri gelmişti. Sonra araştırınca gördüm ki Nazım Hikmet bu şiiri sürgündeyken, İtalya'da faşizmi eleştirmek için kaleme almış. Dampyr'in bu hikayesi de zaten İtalya'da geçiyor. Sonra öğrendim ki Taranta "örümcek" demekmiş. Aynı zamanda da İtalya'nın güneyine özgü bir dans türü. Demek ki şiirin de hikayenin de çift göndermesi olması bu sebepleymiş. Bu arada hemen belirteyim şiirin adını yaşattığı Taranta Babu habeşistanlı bir kadın. Nazım usta kaldığı pansiyon odasının çekmecesinde bulduğu, kocasının eşine yazdığı mektuplarından tanıyor kendisini ve şiirini onun adıyla Henri Barbusse ithaf ediyor.
Evet, üç öykü ve üçünün isimlerinde Afrika, Taranta ve Kızıl geçiyor... Her tür sömürüye başkaldıran Dampyr ve Nazım Hikmet kesişmesi bu kitapta.
İşte Taranta Babu'ya ilk mektup aşağıda, iyi okumalar!
Görsel - Altınmadalyon
taranta babu'ya birinci mektup:
babasının yirmi beşinci kızı
benim üçüncü karım
gözlerim, dudaklarım
taranta babu
sana bu mektubu
içine yüreğimden
başka bir şey koymadan
yolluyorum
roma'dan...
bana darılma sakın
şehirlerin şehrinden
sana gönderecek
kendi yüreğimden
daha akla yakın
bir hediye
bulamadım diye....
|
Ümit Kireççi
"çizgi Roman hayatın içinde"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder