Yıllar geçtikçe basın-yayın dünyası içindeki kahramanlar yazarlığa doğru evrildiler. Ancak bu evrilme daha çok Avrupa çizgi romanlarında görüldü. Bizde popüler olan örneklere bakarsak, Bonelli ürünlerinde Edgar Allan Poe, sıkça karşımıza çıkar. Büyülü Rüzgar’da şair, bir şekilde Willy Richards'ın kişiliğinde lakabıyla, yazarlığıyla ve gazeteci kimliğiyle bazı maceraların neredeyse varlık nedeni. Martin Mystere, tüm bu özellikleri bünyesinde barındıran herhalde en karizmatik kahramanımız. Adam hem televizyon programcısı, hem kitap hem makale yazarı... Tüm bu örneklerin içinde bir tanesi yazarlık özelliğiyle diğerlerinden oldukça ayrıksı durur. Evet, Kızılmaske tüm atalarıyla birlikte yazdığı anılarıyla maceralara sadece yön vermez maceralar direk onların yazdıklarından oluşur. Kızılmaske’deki yazı yazma geleneği, ticari olmayan, kamuyla “ücretsiz” paylaşılan, hatta bu günün moda deyişiyle “takipçilerini” doğrudan maceralarının içine dahil eden bir özellik taşır. Dostumuz yaşadığı tüm önemli olayları, aşklarını, evliliğini, özel bilgilerini 400 yıllık anı defterlerinden oluşan bir veri tabanına kayıt etmek durumundadır. 1940’larda doğan 20. Fantom’la birlikte bu kayıt işi defterlere “yazmak” şeklinde devam etmiştir. Doğrusu ya mum ışığında yazılan anılar ve yine mum ışığında Kafatası Mağarası sakinlerine okunan bu maceraların olduğu karelere bakmak bile oldukça keyifli.
Ticari olmayan bir etkinlik olmasına rağmen, dinleyenleri(yani okuyanları, yani bizleri) hesaba katarsak Fantom anılarının dünyadaki en kalabalık takipçisi olan basılı kayıtlar olduklarını söyleyebiliriz. Anı defterlerindeki maceralar Fantom evrenini 400 yıla yayan en önemli etkendir bence. O sayede Joonkar’ın Fantom Kayalığı’nı yaptırdığını öğrendik. Anıları takip ederek Kartal Yuvası’nda geçen öyküleri, Fantom Şatosu’nu, dedelerin kraliçelerle yaşadığı maceralı aşk öykülerini ve evlilik hikayelerini yaşadık hep birlikte. Fantom’u zaman tüneline girmişçesine değişik ortamlarda görmek ayrı bir keyif. Nerelerden çıkmadıki. Bir bakıyorsunuz Bastill’de ihtilalcilerin arasında, bir bakıyorsunuz II. Dünya Savaşı Fransa’sının Nazilere direnenlerinin arasında görüyorsunuz. Hele Orman Karakolu’nun kuruluş hikayesi başlı başına ayrı bir yazının konusudur.
“Kafatası Mağarası Sakinlerine dedelerinin anılarını okuyan Fantom” figürü tam bir masalcı babayı çağrıştırır. Aramızdaki yaşı müsait olan arkadaşlar teyit edeceklerdir. Çocukluğumuzun avlulu evlerinde, loş ışıklar altında bize masal anlatan babamızı dinlerken, anı defterini okuyan Fantom’u dinleyen Tom ve Reks gibi değil miydik? Atalarının 400 yıllık tarihini dostlarıyla ve sevenleriyle paylaşan başka da bir kahraman yok zaten. Eh tüm o anıların hala başımızın üstünde yeri var. Sevgili Fantom, sen de bizim anı defterimizin baş köşelerinden birindesin ve hala kalbimizdesin. Bunu sakın unutma.
Not:Günümüzde basın yayın kelimelerinin karşılığı olarak kullanılan "medya" lafından hiç hazzetmediğim için bu nahoş kelimeyi özellikle kullanmayıp bana daha hoş gelen "basın-yayın" kelimelerini kullandım. Bilgilerinize.
Selamlar
Lami Tiryaki
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder