18 Aralık 2012 Salı

Levent Cantek 'Suat Yalaz son derece turarlı bir pragmatik'

Karaoğlan tartışması sürüyor

Levent Cantek 'Bugün çizsem Karaoğlan camiye giderdi' sözlerini yorumladı.
Bülent Tellan / Gerçek Gündem

- Suat Yalaz'ın efsaneleşen çizgi romanı Karaoğlan için söylediği "bugün çizsem Karaoğlan camiye giderdi" sözleri tartışma yarattı. 

Kimileri bu Suat Yalaz'ın bu açıklamasına gerekçe olarak röportajın Zaman gazetesine verilmesini gösterdi, kimileri ise Yalaz'ın hiç değişmediğini eskiden beri böyle farklı çıkışlar yaptığı görüşünde.

BUGÜN ÇİZSEM KARAOĞLAN CAMİYE GİDERDİ

1963'den 2002 yılına kadar 700'den fazla sayı yayınlanan Karaoğlan ile ilgili bir kitap yazan Levent Cantek ile Suat Yalaz'ın açıklamalarını konuştuk.

EROTİK VE MİLLİYETÇİ BİR İKON: KARAOĞLAN 

İletişim bilimci Cantek, Oğlak Yayınlarından çıkan Erotik ve Milliyetçi Bir İkon: Karaoğlan kitabının yazarı. Kitapta Suat Yalaz'ı, tarihi çizgi romanları, Karaoğlan'ın geçirdiği evrimleri ve sinemadaki yansımalarını analiz eden Cantek, çizgi roman'ın neden popüler olduğu sorusuna tarihten siyaset sosyolojisine kadar pek çok farklı perspektiften açıklamalar getiriyor.

Cantek, Yalaz'ın ürettiği ürünü satabilmek çabaladığı düşüncesinde ve şöyle diyor: "Karaoğlan'a ilgiyi artırmak için orijinalinde olmayan uzun sevişme sahneleri de ekledi, yayınevi böyle istiyor diyerek çıplak kadınlara kapatıp gecelik de giydirdi. Müslümanlıkla ilgili metinler üretti. Yalaz'ı tutarsız bulmaya bence hiç gerek yok. Çok değiştiğini de düşünmüyorum. Son derece tutarlı bir pragmatik o."

İşte Levent Cantek ile yaptığımız röportajdan çarpıcı bir bölüm:

ALTAYLARDAN GELEN YİĞİT BİRDEN BİRE MÜSLÜMAN OLDU

Karaoğlan, "Altaylardan Gelen Yiğit" olarak anılıyor. Çizgi romanın tamamını incelemiş ve analizler kaleme almış biri olarak Karaoğlan'ın din ile ilişkisini nasıl yorumluyorsun? Orta Asya'dan at sırtında macerandan maceraya koşan bir karakter, öykülerde "İslamiyet'e sahip çıkabilir" miydi?

Karaoğlan farklı dönemlerde boy gösterdi, önce Attila dönemindeydi, sonra Cengiz Han ve en sonda 13.Yüzyılda Anadolu'da yaşadı. Gök Tanrıdan bahsederken birdenbire Müslüman oldu. Suat Yalaz pek de açıklama yapmadan daha çok hikaye anlatabileceği dönemlere çekerek dizisini sürdürdü. İslamiyet'e sahip çıkma bir düsturuysa hiç olmadı, serüven ve erotizm her zaman başat unsurlardı. Böyle bir kaygısı hiç olmadı. Müslümanlığın Türkleri yavaşlattığına ve kendi özünden uzaklaştırdığına dair bir inancı vardır ayrıca.

FRANSIZLARA EROTİK ÇİZGİ ROMANLAR ÇİZERDİ

Karaoğlan'ın "erotik ve milliyetçi bir ikon" olduğunu söylüyorsun kitabında. "Benzerlerine göre daha ölçülü hamaset, daha fazla erotizm" taşıdığını da anlatıyorsun. Hatta Yalaz bir dönem Fransa'da salt erotik içerikli çizgi romanlar da üretmiş. Erotizmin Karaoğlan'da bu kadar geniş yer tutmasının nedeni nedir? Dönemin koşulları mı? Ticari kaygılar mı? Yoksa başka bir neden mi?

Tabii ki ticari kaygılar demek gerekiyor. Internetin olmadığı dönemlerde Fransa'daki işleri bilinmiyordu ve Yalaz, Türkiye'de Çizgi Roman kitabımda bundan bahsetmememi rica etmişti. Gazetelere Ramazan sayfaları yaptığı için duyulmasını istemiyordu. Gazete kökenli çizgi romancılar satmak üzere üretirler. Bir edebiyatçı gibi yazmazsa üretmezse kendini eksik hissetmek gibi bir hassasiyetleri yoktur. Karaoğlan ticari bir ürün, milliyetçilik de cinsellik de satışını kolaylaştırdı. Bugün çizsem İslamiyet'e sahip çıkardım ifadesi sizi şaşırtmasın, hep böyle biriydi. Yemeği müşteriye göre pişiriyor. Ama bana sorarsanız en iyi anlatabildiği şey erotizm.

YALAZ SEKÜLER, ŞERİAT KARŞITI VE MİLLİYETÇİYDİ

Karaoğlan Akşam gibi dönemin "solcu" gazetelerinden birinde yayınlanmaya başlanmış. Söylem olarak da tıpkı Kemal Tahir gibi halkçı/solcu olarak addedilmiş. Hatta '70'li yıllarda Ortanın solundaki "Bülent Ecevit" ile "Karaoğlan" kelimeleri özdeşleşmiş. Yalaz'ın bugün söyledikleri ile geçmişte durduğu yer arasındaki farkı sen neye bağlıyorsun?
Karaoğlan'ın solculuğu Suat Yalaz'ın iddiasıdır. Bir başka çizgi roman, rakibi olan Tarkan sağcıymış da kendi hikayesi muhalifmiş. Böyle bir şeyin aslı astarı yok. 

Ecevit'in Karaoğlan lakabı benim çizgi romanımdan geliyor diyor mesela. Karaoğlan ismi yalnızca bir çizgi romana özgü olan, 'müseccel bir marka' değil ki... Karaoğlan lakabının çizgi romandan geldiğine dair o dönem çıkmış bir tek hatıra, ifade, köşe yazısı yok. Tek kaynak Suat Yalaz. Ecevit'le görüşmüş, Karaoğlan'ın yayınlandığı gazetede Milliyet'te haberi çıkmış. Bir iddiada bulunuyorsunuz, magazinel bir haber çıkıyor, o haberde bile böyle bir ifade yok, kimse üzerinde durmuyor zaten. Sonra üzerinden yıllar geçiyor ve o magazine tarihi vesika muamelesi yapılıyor. 

Ama anlamıyor değilim, bunlar ürüne itibar kazandıracak şeyler. Ecevit saygın bir politikacıydı. Suat Yalaz, 50'li yıllarda CHP ve İnönü karşıtıdır, Demokrat Partilidir. Üretimlerine bakılırsa sekülerdir, şeriat karşıtıdır ve milliyetçidir. Hiç bir dönem solcu olduğunu sanmıyorum. Ticari olarak kendisine zarar verebileceği için solcu olarak tanınmayı istemeyen biri oldu hep. Şeker hastalığı nedeniyle gözleri iyi görmüyor ve artık çizemiyor. Çizemeyince siyasetle ilişkisi arttı ve yanlış hatırlamıyorsam bir basın açıklaması yapıp Amerika'ya yanaştı diye Ecevit'i Karaoğlanlıktan azletti mesela. Bu da haber olmadı da bunu yaptığını bir röportajından öğrendik.

TUTARSIZ DEĞİL SON DERECE TUTARLI BİR PRAGMATİKTİR

Suat Yalaz dini kültür almadığını, cahilliğini örnek gösteriyor ama 80'li yıllarda kendisinin imzasıyla yayınlanan Hz. Muhammedin Hayatı, Dört Halife Devri, Halid bin Velid gibi çok sayıda dini çizgi romana da imza attı. Daha sonra (yeniden) yayınlanana Karaoğlan'larda erotizmin düzeyini düşürme (bazı karelerin sansürlenmesi gibi) örnekler oldu mu?

Gazete yönetimi böyle istedi, ben de çizdim cümlesini ondan sayısız kez duymuşumdur. Karaoğlan'a ilgiyi artırmak için orijinalinde olmayan uzun sevişme sahneleri de ekledi, yayınevi böyle istiyor diyerek çıplak kadınlara kapatıp gecelik de giydirdi. Müslümanlıkla ilgili metinler üretti. Yalaz'ı tutarsız bulmaya bence hiç gerek yok. Çok değiştiğini de düşünmüyorum. Son derece tutarlı bir pragmatik o. 

Gelen teklife bağlı olarak ürettiğini söyledim. Satabileceğine inandığı birşey olursa öneriyor, kabul görürse üretiyor, siparişe göre çalışan biri... Böyle yaşarsanız ister istemez bazen susar, bazen herkesten çok haykırırsınız. Her ikisi de malı satabilmek içindir.

1 yorum:

Mr. Aşkın Güngör dedi ki...

Suat Yalaz haberinin altına yorum yapacaktım ama Levent Cantek benim diyeceklerimi fazlasıyla söylemiş. Teşekkürler...

Linkler

Related Posts with Thumbnails