Bir Etkinliğin Ardından…
Hem de dolu dolu geçen bir etkinliğin ardından yazmak
istediğim o kadar şey var ki hiçbir şey yazamıyorum.
Nereden başlamalı, kimden başlamalı, sürecin tamamı mı yoksa
sadece sonu mu paylaşılmalı? Şaka maka yaklaşık 2 aylık bir planlama, yazışma,
görüşme, didişme, itişme, hazırlık süreci yaşadık. Hangi biri anlatılmalı?
Kırgınlıklar, şaşkınlıklar, mutluluklar, debelenmeler…
Ben en iyisi sadece sonunu paylaşayım! İki panel, bir
tören gerçekleştirdik ve geri dönüşlere bakıyorum da gerçekten başarılıydık ve
olaydan alnımızın akıyla sıyrıldık.
***
2. İstanbulles Festivali Medya Sponsoru olarak ÇROP
görevini yerine getirmek için uğraşırken çizgi roman adına başarılı bir
etkinlik gerçekleştirmenin de peşine takılmıştı. Olacaksa en iyisi olsun gibi
bir eğilim vardı ve muhtemelen organizasyonumuz yetersiz de olsa tüm dostlar ve
çizgi roman dünyası “amaaan ne olmuş yani” diyerek yine bizi destekleyecekti.
Kolaya kaçmak istemedik.
Afişler hazırladık, duyurular yaptık, davetiyeler
tasarladık, onlarca kişiyle görüştük panellerimizde yer almaları için. Birçok
konu belirleyerek ciddi bir konu elemesi yaptık ve en vurucu en işlevsel panel
konularında karar kıldık. Böylece konuşmacıların sayısını sınırlamak da
kolaylaşmış oldu. Bu arada etkinliklerimize renk katmak ve etkisini arttırmak
için yine onlarca ayarlamalar yapmaya çalıştık ve birçok kişiyle görüştük vs.
Sonuç olarak elimizde 135 kişilik bir salon ve şirin bir
fuaye vardı, başka da bir şey yoktu, burada unutulmaz bir gün yaşamanın tüm
koşullarını hazırlamalıydık.
***
“Türkiye’de Çizgi Roman Çevirisi” panelimizde 6
konuşmacımız oldu. Dinleyici olarak tahminimiz 20 kişiyi zor bulacağımızdı.
Yanıldık. 135 kişilik salonda 50 kadar konuk vardı. Bunların 15 kadarı
konuşmacıların dostlarıydı, geri kalanların hemen hepsi konuşmacıları bile
isteye dinlemeye gelmiş kişilerdi ve içlerinden dört dinleyici çizgi roman
çevirisi hakkında tez hazırlayan Üniversite öğrencileriydi. Bu noktada neye
sevineceğimizi şaşırdık: Çizgi roman üzerine tez hazırlanıyor oluşuna mı, onlara
malzeme üretecek bir etkinliğe imza atıyor oluşumuz mu?
Panel harika geçti. Konuşmacılar o kadar dolmuşlardı ki ancak
zaman dolduğu için sustular ve tartışma, soru-cevap bölümünü es geçmemiz
gerekti. Bu da bize bu konunun daha geniş bir zaman diliminde daha ayrıntılı
konuşulmasının zorunluluğunu gösterdi.
***
“Bülent Arabacıoğlu ve Çizgi Romanımızdaki Yeri” paneli
yine son derece kalabalık geçti. Karikatür dünyamızca bilinen usta kalemlerden
araştırmacılara, gencinden orta yaşlısına birçok okur salonda yerini alarak
salonu neredeyse doldurdu. Konuşmacılar son derece keyifli paylaşımlarda
bulunurken Bülent Arabacıoğlu’yla yan yana oturmanın tadını çıkardılar.
Dinleyiciler ise bir ustadan eserini dinlemenin hazzını yaşadılar.
Bu arada benim konuşmama başlamadan önce kuzenim Güldeniz Yersiz'i cepten aradığımı da belirtmek isterim. Kızcağızı arayarak hayranı olduğu Bülent Arabacıoğlu'yla sohbet ettirmem hayatı boyunca unutmayacağı bir anı olacaktır :)
***
Derken panelin bitimiyle birlikte bir gün önce
programlandığı üzere 2. İstanbulles Festivalinin genel yönetmeni Didier
Pasamonik etkinlikler için ülkemize davet ettiği Fransız-Belçika ekolünden
misafir yazar ve çizer konuklarını bizi ziyarete getirdi.
B da tam çizgi roman ödül törenlerinin başlamasının
öncesiydi. Bir akşam evvel önerdiğim üzere çizgi roman ödüllerini bu yabancı
sanatçı konuklarımız verecekti sahiplerine.
Peki ama ülkemizde ilk defa gerçekleşen bu ödül törenine
ödül almaya gelen olacak mıydı? 3. Türk Çizgi Roman Okurları Ödülleri ciddiye
alınmış mıydı?
Alınmıştı! Hem de tahminimizden fazla!
Açılış konuşmalarının ardından plaketler bir bir
sahiplerini bulmaya başladı. Ağzına kadar dolu bir salona inanılmaz bir coşku
ve eğlence hakimdi. Plaketler masadan kalkıyor, kısa konuşmaların ardından
sahip değiştiriyordu. Masa yavaş yavaş boşalmaya başlıyordu.
Törenden akılda kalan anlar oldu:
4 ödüle layık bulunan JBC Yayıncılık’ın sahibi sayın
Ertan Ergil Ankara’dan gelmişti tören için.
Death Note’la 2011’in en iyi manga ödülünü alan Akılçelen
Yayınevi Ankara’dan bir editörünü göndermişti sırf tören için. Ebru hanım
törenden sonra hemen çıkıp uçağına yetişti.
Bazı vekaleten alınan plaketler olduğu gibi 2011 en iyi
mizah çizgi romanı ödülüne layık görülen Kötü Kedi Şerafettin’in yaratıcısı
Bülent Üstün de aramızdaydı ve plaketini aldı.
Törenin sonuna doğru “tüh Lal’den kimse yok” diyorduk ki 2011’in
en iyi fumettisi seçilen Zagor’un 10 yıllık hazırlayıcısı sayın Serpil İnci “buradayım,
geldim” dedi ve bizleri son derece mutlu etti.
Böylece de elimizde sadece postaya verilecek dört plaket
kalmış oldu.
Hınca hınç dolu bir salonda hemen hemen tüm
plaketlerimizi vermiş olduk… Daha ne olsun J
***
Ve bazı detaylar:
Konukları karşılayan genç arkadaşlar benim Üniversiteden
öğrencilerim veya gönüllü tanıdıklarımızdı. Üşenmediler, final stresine rağmen
sağa sola koşturarak organizasyonun iyi geçmesi için didindiler.
İkramlarda ve genel koordinasyonda Ülkü Kireççi ve eşim
Arzu Suriçi Kireççi görev alarak işleri denetlediler.
Ertan Ergil ve Savaş Okutan gibi dostlar masraflara katılarak
ikram edecek içecek ve yiyeceklere destek oldular.
Gölge e-dergi ile FRPNet.net plaketleri yaptı.
Genel Sanat Genel Sanat Yönetmeni olduğum tiyatromuzun gitaristi
ve oyuncusu Burak Malkoç müzisyen arkadaşıyla gün boyunca her arada canlı müzikle
ortama renk kattı.
Masalarda isimlikler, konuşmacılara özel hazırlanan
teşekkür belgeleri, davetiyeler, ÇROP çıkartmaları, afişler, sohbet, hatıra
fotoğrafları, imzalar… Her şey dört dörtlüktü, ya da biz öyle inanıyorduk, sonra
geri bildirimlerden öğrendik ki her şey aynen öyleymiş!
***
Daha anlatacak çok şey var ama ben şimdilik burada
kesiyorum. Daha sonra her panel ve tören ayrıntılı bir şekilde paylaşılacaktır.
Dilerim bu etkinliğin çok daha güzellerini yaşarız, hep
yaşarız!
Ümit
Kireççi
“Çizgi
Roman Hayatın İçinde”
1 yorum:
cok istedigim halde ozel nedenlerimle gelemedigim ve imrendigim bir etkinlik oldu! ellerinize saglik!
Yorum Gönder