20 Nisan 2012 Cuma

Vehip Sinan’ı rahmetle anıyoruz

Türk karikatür dünyasına Mıstık, Topuz, Adil Bey, Gül Mahmut gibi karakterler bırakan, naif çizgilerin büyük ustası Vehip Sinan’ı, vefatının ikinci senesinde rahmetle anıyoruz.
Nedim Odabaş’ın haberi
Usta karikatür sanatçısı Vehip Sinan, 1929 yılında İstanbul’un Şehremini semtinde dünyaya geldi. Baba tarafından kökeni Suriye’ye dayanan Vehip Sinan’ın anne tarafı İstanbulludur. Küçük yaşlardan itibaren çizgiye merak salan Vehip Sinan, 3-4 yaşlarındayken eline geçen her kâğıdı karalayarak çizimler yapmaya başlar. Eli kalem tutmaya başladığı günden itibaren çizmeye başlayan Vehip Sinan, ilk yıllarda kendisi de bir ressam olan ağabeyinden, sonraki yıllarda ise Walt Disney ve Cemal Nadir’den etkilenmiştir. Ailesinin geçimini sağlama yükü üzerine kalan genç Sinan, bu yüzden biraz da zoraki olarak Babıâli’ye girer. Düzenli olarak ilk kez Erdoğan Egeli’yle birlikte Ceylan Yayınları’nda çalışmaya başlayarak, illüstratif resimler yapar. İlk çizimleri Ceylan dergisinde 1955 yılında yayınlanan Vehip Sinan, burada çeşitli vinyetler, hikâye resimleri ve Nasreddin Hoca başlıklı bir bant çizer. Aynı yayınevinin Küçük Afacan ve Armağan dergilerinde de resimlere ek olarak kendi deyimiyle “Miki Fare kopyacılığı” gerçekleştirir.
Bir süre yine Ceylan Yayınları’nda Teksas ve Tommiks çizgi romanlarının kaligrafisini (konuşma balonu yazıları) kaleme alır. Sonraki yıllarda çizgi roman kahramanı olacak Topuz’u ilk defa Ceylan Yayınları’nda çizmeye başlar Vehip Sinan. Bu maceracı küçük çocuğun ilk serüvenleri Küçük Afacan dergisinde basılır. Minik bir bebeğin maceralarının işlendiği Tombik de yine bu dergide yer alacaktır. 50 yılı aşkın bir süre yayımlanmaya devam edecek olan en tanınmış Vehip Sinan karakteri Topuz, sanatçının evde dinlenerek geçirdiği bir haftalık zatürree hastalığı dönemindeki çalışmanın neticesinde ortaya çıkmıştır. Böylelikle ilk çizildiğinde sonraki görünümünden farklı bir tip olan Topuz’un maceralarını çizmeye karar verir. Ceylan dergisinde başlayan Topuz serüveni Babıâli’de Sabah’tan Can Kardeş’e kadar çeşitli gazete ve dergilerde iki veya üç bant halinde devam eder.
Vehip Sinan bu ünlü karakterini hangi yayın organına giderse oraya sürükler. Vehip Sinan, daha sonra Yeni İstanbul gazetesinde o dönem çok sevilen Cin Ali tiplemesine imza atar. 10 Ekim 1965 tarihinden itibaren Babıâli’de Sabah gazetesinde çalışmaları yayınlanan Vehip Sinan, burada da siyasi karikatürler çizmeye başlar. Vehip Sinan imzasıyla tanınması da bu karikatürler sayesinde olur. Bir süre sonra yöneticiliğini ünlü romancı Tarık Buğra’nın yaptığı Yol dergisinde çizgileri yayınlanır. 1970′li yıllarda Yeni Asya gazetesinin kadrosuna dâhil olan Vehip Sinan, Mehmet Şevket Eygi’nin idaresindeki bu gazetede yaklaşık on yıl boyunca siyasi karikatürler çizer. Bir döneme imzasını atan Topuz çizgi romanları Nesil Çocuk Yayınları tarafından 2009 yılında tekrar yayın hayatına kazandırıldı.
2008 yılında Bosna Dayanışma Grubu tarafından verilen Necdet Konak Gümüş Çizgi Ödülü’nü alan Vehip Sinan, 2009 yılında da ESKADER tarafından Topuz serisinden dolayı Yılın Çizgi Romanı ödülünü aldı. Vehip Sinan, 18 Nisan 2010 günü tedavi gördüğü hastanede ebedi âleme irtihal etti. Özellikle 80′li yıllarda çizdiği karikatürlerle ses getiren Sinan’ın cenazesi, Fatih Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Topkapı Mezarlığı’nda defnedildi. Vehip Sinan onuruna, 26 Şubat 2010 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş tarafından bir program düzenlendi.
ÖZDABAK’A SORDUK
Vehip Sinan’ı günümüzün önemli karikatüristlerinden İbrahim Özdabak’a sorduk. İşte, Özdabak’ın cevabı: “Merhum Vehip Sinan’la ilk karşılaşmam 1981 yılında nasip oldu. Onun öncesinde çizgilerini 10 yıldan fazladır tanıyor ve takip ediyordum. Çocukça aklımla diyordum ki bu çizgileri uzaydan gelen biri mi çiziyor acaba? Vehip Sinan özellikle 70′li yıllarda Türkiye siyasetinde mizahıyla parlak ve hoş bir bahar iklimi yaşatan önemli fikir adamlarımızdan biridir. O hep sağ görüşlü gazetelerde çizmeyi tercih etmiştir.
Bu yüzden sol kesimin yokluğa mahkûm ettiği bir çizerdi. Kendini; namusu, maneviyatı, hürriyeti için karınca kararınca vatanını kurtarmaya çalışan siperdeki bir er gibi görüyorum diyordu bir söyleşisinde. Vehip Sinan ustamla 90′lı ve 2000′li yıllarda birçok teşrik-i mesaim oldu. Karikatürlerini yayına hazır hale getiriyordum. Karikatürlerini bire bir ölçülerinde çizerdi.
Biraz büyüterek, şöyle manşetin yanında kullanınca çok sevinirdi. Beğenildiğini hissederdi. O gün arayanlarının çoğaldığını söylerdi. Eski dostların arayıp çizgisini beğendiğini söylemesinden mutluluk duyardı. Bulunduğu ortamda tebessüm eksik olmazdı. Çağımızın bir Nasrettin Hoca’sıydı. Edep bilir erkân bilir, küçük bilir büyük bilir, hatır bilir gönül bilirdi. Bazıları içine kapanık diyorlardı. Ben öyle görmüyordum, sadece evine kapanıktı. Biz çizerlere bir öncülük yaptı. Allah ondan razı olsun. Vefatının ikinci yılında rahmet ve minnetle anıyorum. Makamı cennet olsun.”
(Milli Gazete)

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails