Önceleri 1 yetele'ye ihtiyacı vardı Faik'in. Sonra o da ekonominin dinamiklerine ve söylemine ayak uydurup, ihtiyacı olan para miktarını 1 tele olarak belirledi. Eminim şimdilerde, liranın yeni simgesi konusunda da söyleyecekleri vardır.

Onun naifliği okura iki duyguyu aynı anda yaşatır. Gülmek ve ağlamak. Bu anlamda o eski mahalle delilerinin bize yaşattığı duyguyu, hayatın sınırında, gülmeyle ağlamanın eşiğinde olmayı hatırlatır. Hikayesini hem merak ederiz hem de korkarız o hikayeyi duymaktan. Bizim için Faik'i "şimdi ve burada" izlemek yeterlidir. Çünkü bütün hikayesini bilmek, insanlığımızla ve kendimizle hesaplaşmamıza neden olacaktır. Oysa biz akıllılar, hesaplaşmayı değil sadece bakıp gülmeyi (ve aynı sıklıkta olmasa da üzülmeyi) severiz. Faik'in tek karelik maceralarında ve sahibi olsa biz akıllılar gibi kullanmayacağını bildiğimiz 1 tele aşkında o hesaplaşmanın anahtarları vardır.
Uğur Gürsoy imzalı Faik maceraları şimdi Mürekkep Yayınları'nın özenli baskısıyla "Uykusuz Çizgi Dizisi"nden çıktı. Hani hayatında bir kere yerde para bulur ya Faik. Ve o para da dediğine göre Zambiya Kıvaçasıdır ya. İşte bu kitap da, cebinde o yerde bulduğu parayı dolaştıran herkese hediye olsun.
Kaynak - Fil Uçuşu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder