8 Eylül 2010 Çarşamba

İlke Keskin'le ÇR Çevirmenliği Röportajı

Darth Vader'in (Dave Prowse) Türkiye ziyaretindeki duraklarından birinde sevgili İlke Keskin'le karşılaştım ve aklıma Mayıs 2010 tarihinde yaptığımız söyleşi geldi. Bir çok çevirmen ve editörle gerçekleştirmiş olduğum "Çizgi roman çevirmenliği" konulu söyleşiler dizisini de bu vesileyle paylaşıma sunayım.İlke Keskin – HOZ Comics / Marmara Çizgi çevirmeni ile kısa Ümit Kireççi söyleşisi

- Çizgi roman çevirmenliği diye bir meslek var mı, oluşuyor mu?

Bence böyle bir meslek var demek çok doğru olmaz. Sonuçta işi yapan kişinin adı genel olarak çevirmen olarak geçiyor. Roman çeviren biri çizgi roman çeviremez ya da çizgi roman çeviren biri roman çeviremez diye bir kural yok. Aralarındaki fark, çizgi roman çevirisi yapan birinin çizgi romanları yeteri kadar tanıyor olması gerektiğidir. Onlarca kitap çevirisi yapmış bir çevirmen, eğer daha önce yeteri kadar örümcek adam okumuşsa (hem Türkçesini hem de İngilizcesini) rahat rahat örümcek adam’ı da Türkçeleştirebilir diye düşünüyorum.

- Çevirileri yeterli buluyor musunuz?

Gerçekten çok iyi çeviriler mevcut. Özellikle yakın bir zamanda talihsiz bir şekilde kaybettiğimiz Emre Yerlikhan’ın çevirilerine bayılırım. Gerçekten çok akıcı bir dil kullanır ve sanki çizgi roman gerçekten Türkçe yazılmış gibi hissedersiniz. Yine Ay Barka’nın çevirilerine de mükemmele yakındır bence.
Bunun yanında gerçekten vasatı geçemeyen çeviriler de mevcut. Benim çeviri yaparken en çok dikkat ettiğim şey şudur:
Çevirdiğim bir çizgi romanı, İngilizce bilen biri okurken balonları kafasında İngilizceye çeviremiyorsa bu benim için bir başarıdır. Eğer siz yazılanların arkasındaki İngilizce cümle yapılarını ve İngilizce terimleri görebiliyorsanız, bence bu yetersiz bir çeviridir. Buna en güzel örneği şöyle verebilirim:
İngilizce’deki “He said that he will come today” cümlesini Türkçe’ye “Dedi ki bugün gelecekmiş” diye çeviriyorsanız bu vasat bir çeviridir. Bu cümle yapısını biz Türkçe’de kullanmayız. Türkçe’de kullanılan “Bugün geleceğini söyledi”dir. Metindeki İngilizce yapısını anlayabilmek derken kastettiğim şey buydu işte.
Yine benzer bir şekilde “You are right” cümlesine bakalım. Eğer bunu “doğrusun” diye çevirirseniz “doğru olmazsınız” çünkü bu cümlenin Türkçe’yle alakası yoktur. Türkçe’de “haklısın” deriz.
Tabii bütün bunların dışında, google translate gerçeğini de görmezden gelemeyiz. Doğrudan google translate’le çeviri yapan yayınevleri mevcut. Bu çeviriler gerçekten çok kötü oluyor ve akıcılıktan uzak oluyor. Bence etik olarak yapılmaması gereken bir şey. İşin kolayına kaçıp okuyucuyu kandırmaktır bu. Benzer örnekler çoğaltılabilir fakat isim ve yayınevi vererek kimseyi kötülemek istemem. Sonuçta ben de işin içinde olduğum için zorluklarını biliyorum ve kimsenin emeğine saygısızlık etmek istemem. Zaten sektör o kadar da çok kazandıran bir durumda değil. Zamanla bunların gelişeceğini umuyorum.
Başka bir konu ise dilbilgisi. Bazı çevirmen ve yayınevlerinde şöyle bir düşünce tarzı var: aman zaten yayınlıyoruz ya, okuyucu da dilbilgisine önem vermesin. O kadar da olur, yayınladığımıza şükretsinler.
Bence bu çok kötü bir düşünce tarzı. Çizgi roman olsun roman olsun, yapılan şey Türkçe bir eserdir ve Türkçe yazım ve dilbilgisi kurallarına kesinlikle uyulması gerekmektedir. Siz tutup ayrı yazılması gereken “de”leri bitişik yazarsanız bence bu Türkçe’ye yapılan saygısızlıktır. Biz, Hoz Comics olarak bu konuya çok dikkat ediyoruz, çevirilerimizi defalarca okuyoruz ve hataları en azda tutmaya çalışıyoruz. Buna rağmen dergi çıktıktan sonra hatalar bulup üzülüyoruz. Ama bizim amacımız her zaman en iyisini sunmak, en hatasızını sunmaktır. Hep buna çalışıyoruz.

- Diğer alanlardan gelen çevirmenler çizgi roman çevirisine hakimler mi?

Açık söylemek gerekirse, diğer alanlardan gelen çevirmenlerin çevirilerini çok okumadım. Yeni yeni alevlenen dünya klasikleri dizilerini takip etmiyorum. Okuduğum Marmara, Lal Kitap, Gerekli Şeyler, Baykuş, JBC gibi sadece çizgi roman yayınlayan yayınevlerinin çevirmenlerinin çoğunu zaten şahsen tanıyorum ve uzun yıllardır bu işin içinde olduklarını biliyorum. Bu yüzden bu soruya uygun bir cevap veremeyeceğim.
Fakat bence çevirmenin konuya ve özellikle de kullanılan “jargon”a aşina olması gerçekten önemli. Şimdi tutup da, hayatında hiç Conan okumamış biri Conan çevirirse çok gülünç cümleler ortaya çıkabilir. Okuyucu, eskiden beri bu yayını takip ettiği için kafasında oturmuş bazı şeyler vardır ve bunu değiştirmek doğru olmayacaktır. Okuyucu buna karşı çıkacaktır. Mesela bazı videolarda Amerikalılar’ın “Cimmeria”yı “Saymeriya” diye okuduğunu gördüm. Hangisi doğru tam olarak bilmiyorum. Diyelim ki “Saymeriya” doğru. En eski Alfa çevirilerinden beri “Kimmerya” olarak okuduğumuz bu ülkeye tutup da “Saymeriya” yazarsanız herkes size güler ve kimse o çizgi romanı almaz. Anlatmak istediğim şey bu.
Benzer şekilde, eğer çeviriyi yapan kişi, çizgi romanın geçmişini ve –eğer yayınlanmışsa – geleceğini bilmiyorsa, yapılan göndermeleri sağlıklı bir şekilde anlayamaz ve de çeviremez. Şimdi, Peter Parker’ın ilk aşkının Gwen Stacy olduğunu ve Green Goblin’in onu köprüden atarak öldürdüğünü bilmeyen bir çevirmen, geçmişe yapılan bir göndermede şaşırıp konuyu bambaşka bir şekilde okuyucuya sunabilir ve de gülünç duruma düşebilir (bu çeşit çeviri örnekleri okumuşluğum var).

- Bu mesleğin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Kısa vadede pek karın doyurucu bir meslek olduğunu düşünmüyorum. Aslına bakarsanız Ay Barka kadar çok çizgi roman çeviren başka birine denk gelmedim. Bence bu konuda o tektir ve çizgi roman çevirmeni diye bir şey varsa bu sıfat kesinlikle Ay Hanım’ındır. Diğer kimsenin tek işinin çeviri olduğunu sanmıyorum (ben dahil).
Zaten bildiğiniz gibi satışlar da öyle aman aman bir durumda değil. Sadece çizgi roman yayınlayan hiçbir yayınevi bu işten güzel para kazanıyorum diyemez. Bu yüzden de bu meslek satış rakamları çok yukarılara çıkmadığı sürece tek başına insanı geçindirebilecek bir durumda değil.

- Şu anda çevirmenler hangi koşullarda (sayfa başı, iş başı, balon başı v.s.) ne kadar ücret almaktalar?

Marmara Çizgi’ye yaptığım Conan çevirileri için sayfa başına para almaktayım. Hoz için yaptığım çeviriler için bir fiyat veremem çünkü zaten editörlüğünü de yaptığım için doğru bir yorum olmaz bu. Genel anlamda çevirmenin aldığı para yayıneviyle yaptığı anlaşmaya bağlıdır. Mesela tekrar baskılarda çevirmenin yeniden para alma anlaşması yapılabileceği gibi, doğrudan çevirilerini satıp kaç baskı yaparsa yapsın ilave para almayacağı anlaşmalar da olabilir. Ayrıca, çevirmenin kitap fiyatı üzerinden yüzde aldığı anlaşmalar olduğunu da biliyorum ama ben böyle bir anlaşma daha önce yapmadım. Balon başı para alınan bir işi de daha almadım ve duymadım.
Ücret konusunu burada açıklamanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Çünkü sayfa başına 1 lira veren yayınevi de vardır 4 lira veren de. Yine aynı şekilde sayfa başına 5 lira isteyen çevirmen de olabilir 50 kuruş isteyen de.
Bir de şunu belirtmek isterim. Conan için yaptığım çevirilerde, 140 sayfada yaklaşık 22000 kelime oluyor. 144 sayfalık bir Örümcek Adam çevirisi ise 8000 kelimeden oluşuyor (çok kaba rakamlardan bahsedersek). Şimdi tutup da Conan çevirisinden Örümcek Adam çevirisinin 3 katı para almak olmaz ama eğer yayınevi gerçekten profesyonelse bu farkı verdiği çeviri ücretine uygun bir biçimde yansıtır. Zaten bu fark görülmeyip ucuz çeviriye kaçılıyorsa, profesyonellikten uzaklaşılıyor demektir. Çevirmenin aldığı paranın içine sadece yan yana getirdiği Türkçe kelimeler değil aynı zamanda çeviri yaparken kullandığı belli bilgi birikimi de dahildir.

- Ücret dışı farklı anlaşmalar yapılmakta mı çevirmenle?

Sanırım bunun cevabını da iki önceki soruda verdim.

- Eklemek istediğiniz bir şey varsa alabilirim...

Böyle bir çalışma yaptığınız için sizi kutlarım. Türkiye’deki Çizgi Roman kültürünün oluşturulup geliştirilmesi ve korunması konusunda gösterdiğiniz çabaları sonuna kadar destekliyorum.

Ümit Kireççi
Mayıs 2010

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails