5 Temmuz 2010 Pazartesi

Darkwood'un Sırrı, Kutsal Puma

2004 yılı Almanak albümünde yeralan Il Puma Sacro (Kutsal Puma) isimli macerada Alessandro Russo, Darkwood'un Sırrı'na ilişkin ilginç bir hikaye anlatır. Hikayeye göre,
S
P
O
I
L
E
R

Geçmişin bilinmeyen zamanlarında, bir kızılderili kabilesinin önderi Mesa-Ion rüyalarında hayvanların özgürce koştuğu, göllerle kaplı ve karanlık ağaçları olan güzel bir orman görmektedir. Mesa-Ion Halkının bu ormanda yaşaması gerektiğine karar vererek rüyalarında gördüğü ormanı aramaya başlar. Kabile uzun yürüyüşler yapar, ancak önderlerinin rüyasında gördüğü ormanı bir türlü bulamazlar. Derken bir gün gökyüzünde aslan gibi yeleleri olan beyaz bir puma bulutlardan ayak izleri bırakarak kabileye yol gösterir. Pumanın ardından giden kabile bir süre sonra önderlerinin rüyalarında gördüğü ormanı bulurlar. Üstelik beyaz puma da orada yaşamaktadır. Burada yaşamaları gerektiğine karar vererek ormana yerleşirler. Ancak ormanda yaşamanın da bir bedeli vardır. Kendilerine yol gösteren beyaz pumanın canını kourmak zorundadırlar. Ormana, ulu ve karanlık ağaçlarından dolayı Darkwood (Karanlık Orman) adını verirler.
Dörtgözün çocuklara anlattığı bu efsaneyi(!) bilen beyazlar da vardır. Kibirli ABD senatörü Catler anlatılan beyaz pumanın varlığına inanmakta ve duvarındaki av hayvanları koleksiyonuna beyaz pumanın kafasını da koymak istemektedir. Böylece el kanlı katillerden oluşan bir grupla Darkwood'da bir sürek avı başlatır. Darkwood'da yaşama nedenleri olan pumanın canını korumak için, yerliler avcı grubuna engel olmaya kalkarlarsa da sonuç gerçek bir katliam olur ve yerlilerin hemen hepsi öldürülür. Sıra beyaz pumadadır. Bu arada Darkwood'un koruyucusu Zagor'da olaya dahil olmuştur. Ancak hesapta olmayan bir faktör daha vardır. Avcılar herkesi öldürerek hedeflerine adım adım yaklaşırken beklenmedik bir şekilde ağaçların arasından ortaya çıkan korkunç bir yaratık Zagor ve arkadaşları dahil tüm beyazları tek tek avlamaya başlar... Sonunda canavar ve Zagor karşı karşıya geldiklerinde canavarın gizli kimliği ortaya çıkar.
S
P
O
I
L
E
R
I
N
S
O
N
U
Russo'nun hikayesi, her ne kadar Dörtgöz tarafından anlatılan bir efsaneyle başlarsa da ilerleyen bölümlerde anlatılanın efsane değil Darkwood'un gerçek öyküsü olduğunu anlarız. Ortaya çıkan avcı yaratık, şiddetli çarpışmalar ve bir kaç sayfada da olsa görünen beyaz puma bildiğimizin ötesinde fantastik bir Darkwood'un varlığını kanıtlar. Russo, öyküsünü anlatırken 1987 tarihli Schwarzenneger'li Predator filminden hem tematik olarak hem de görsel anlamda yararlanmış. Efsanedeki kızılderili önder Mesa-Ion'un karakter tasarımı kafasının etrafındaki saçlar, elindeki mızrak gibi tuttuğu sopasıyla Predator'a çok benzemektedir. Filmdeki Predator'un yerini ise öyküde Darkwood'un asıl koruyucusu gizemli canavar almıştır. Önce şiddetli çarpışmalar eşliğinde yapılan katliam ve arkasından ağaçların arasından kabus gibi çıkıp öldürenleri avlamaya başlayan canavar, tematik olarak filmle aynı eksende ilerler. Pumanın sırrı, Zagor'un işe karıştığı sahneler itibariyle filmden ayrılıp bildiğimiz Zagor evrenine bağlanan öykü, okunup bitirildiğinde insanın aklında büyüleyici bir etki bırakıyor. Darkwood'da geçen tüm olayları 1970'lerden bu yana sanki başka bir evrene, bu dünyadan olmayan başka bir yere aitmiş gibi okuduk hep. Kutsal Puma adeta bunun altını çiziyor. Zagor bazan gerçek dünyaya iniyor kovboy kasabalarında gezip duruyor ama sanki başka bir boyuttaymış gibi duran asıl vatanı Darkwood'a döndüğünde derhal gizemli bir hava başlıyor. Uzaylıların indiği, her türlü korku ögesinin bir şekilde yaşandığı, trajik pek çok olaya sahne olmuş bu "karanlık orman"ın bildiğimiz dünyada varolması mümkün değil zaten. Hep yazılıp çizildiği gibi Darkwood Pensylvania'da hayali bir yer midir acaba? Bence Darkwood Pensylvania'da bile değildir. Kutsal puma'nın gösterdiği başka bir boyutta yeralır Darkwood.
Bu ilginç macerayı maalesef çizgileri alışıldık Zagor çizimlerinden çok uzak olan Cesare Colombi resimlemiş. Başarılı bulmadığım çizimlerde hikayenin karanlık yönleri iyi yansıtılmış olmasına rağmen ayağı yere basmayan bir üslup var. Ferri çizimlerinde olduğu gibi okurken çizgilerin karanlığına dalamıyorsunuz bir türlü. Macera Lalkitap tarafından özel seri 30-31. sayılarda 2005 yılında ikiye bölünerek yayınlandı. Orijinal Almanak albümünde yer verilen belgesel kısımları maalesef atlanarak yayınlanan Almanak 2004, kahramanımızın en beğendiğim Almanak macerası oldu.
Selamlar
Lami Tiryaki

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails