Çizgiroman meraklıları gayet iyi bilirler, 1970'lerden 1990'ların başına kadar Türkiye'de çizgiroman sektörünün lokomotif yayınevi Tay Yayınları'ydı..
Sezen Yalçıner'in sahipliği ve Yazı İşleri Müdürlüğü'nde kurulan Tay, ilk olarak (ilerki bir yazımda detaylarıyla bahsetmeyi umduğum) İtalyan esseGesse üçlüsünün 'Tom Braks' başlığını yayınlamıştı..
Konusu Vahşi Batı'da geçen hikayede kılık değiştirme konusunda çok maharetli, seri tabanca kullanabilen ancak güleryüzlü bir kovboydur Tom Braks. Gerçi kankaları Tonton ve Baron ile birlikte maceralar yaşan kovboyun ismi ülkemizde Tom Braks yapılmıştır. Yoksa İtalya'daki orijinal yayın ismi 'Alan Mistero'dur..
Tay Yayınları, Tom Braks'ın ardından ülkemizde de bir çizgiroman efsanesine dönüşen 'Zagor'u ve onun ardından da (1951'de Alaattin Kral'ın sahibi olduğu Kral Ofset'inin meşhur ettiği bir başka Vahşi Batı kovboyu olan) 'Pekos Bill'i okurlarıyla buluşturmuştur..
Duran Ofset Matbaasında basılan Tay Yayınları'nın haftalık çizgiroman mecmuaları (o dönemde dergilere bu isim veriliyordu) genelde 64'er sayfa ve her biri 125'er kuruştu. Çünkü o tarihlerde ülkemiz ne yüksek enflasyonla, ne de sayfa sayısı azaltılarak maliyet/kazanç dengesinin kurulma yöntemleriyle henüz pek tanışmamıştı..
İtalya'da yayınlanırken basılan orijinal kapakları, Tom Braks'ın Tay versiyonunda 'bize özel' hale getiriliyordu. Yeniden tasarlanan ve western filmlerinden ve yıldızlarından enstantaneler taşıyan yeni Tom Braks kapaklarını Yücel Köksal çiziyordu..
Bu nedenle de Tom Braks'ın ilk birkaç sayısı hariç, kapaklarda mecmuanın baş kahramanının (veya kankalarının) hiçbir figürü yer almayacaktı.. (Yeniden çizilen ve Tom Braks'ın kendisinin hiç yer almadığı bu kapaklarda Clint Easwood'u veya Cüneyt Arkın'ı görmek işten bile değildi..)
Bu arada 47. sayıya değin yayınevinin adı bile yoktu ve 'Sezen Yalçıner'in yayınevi' henüz Tay Yayınları adını almamıştı.. Tay Yayınları, 1969'da yayına başlattığı Tom Braks'ın ilk 46 sayısı boyunca mecmualarında Sezen Bey'in ismi, yayınevinin adresi ve dergilerin basıldığı yer hariç hiçbir yazılı ve görselliğe yer vermedi.. (Tabii okurları arasında yapılan çekilişler ve yeni çizgiroman serilerinin tanıtım sayfaları hariç..)
Yine bu tarihlerde başlayan ve benim 'dolgu çizgiromanı' adını verdiğim türden az sayfalı bir başka western çizgiromanı da Tom Braks'ın arka sayfalarında yayına başlatılmıştı. Üstelik de bu dolgu çizgiroman, kullanılan isminden bile mecmuasına dahil olduğu Tom Braks'a öykünüyordu: 'Tom Braks'ın Oğlu Tom Billy'..)
Ancak yayınevi, Tom Braks'ın 4 Mayıs 1970 tarihinde yayınlanan 47. sayısında tarihe mal olacak güzellikte 'logosunu' devreye sokacaktı..
Bu logo, Tay Yayınları imzasıyla 47. sayının arka kapak içinde çıkan açıklayıcı metinde şöyle anlatıldı:
"Sizlere yeni ve nefis mecmualar hazırladığımızı biliyorsunuz. Karşınıza mutlaka beğeneceğiniz en güzel mecmualarla çıkabilmek için bugünlerde hummalı ve titiz bir faaliyet içindeyiz. Bu arada yeni mecmualarımızla birlikte neşriyatımızın tümüne; diğer neşriyatlardan ayırt edilebilmesi için bir isim vermek ve bir amblem seçmek lüzumunu hissettik.
Amblem ve isim olarak; dünyadaki mahlukların en sevimlisi, en cana yakını ve hareketlisi olan TAY'ı seçtik: TAY YAYINLARI...
Bu ismi ve arka sayfada gördüğünüz amblemimizi beğeneceğinizi ümit ediyoruz.
Sevgili okuyucularımız bu ambleme güveniniz. Sizlere burada açıkça söz veriyoruz!
TAY YAYINLARI... daima yeniliklerin ve daha mükemmelin peşinde koşacaktır.
TAY YAYINLARI... elinize her zaman en iyi, en güzel ve en kaliteli mecmuayı verecektir.
TAY YAYINLARI.. okuyucularının zevkine ve arzularına saygı gösterecek ve bu yolda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacaktır.
Günleriniz mutlu ve başarılarla dolu olsun sevgili okuyucularımız..."
* * *
Tay Yayınları henüz ikinci serisi olan (ve ilk kez 1962'de Tay'dan önceki en büyük çizgiroman yayıncısı olan Ceylan Yayınları'nın kısa bir dönem çıkardığı) 'Zagor'u yayınlamaya başlamadan belirlenen bu yayınevi ismi ve logo, Tay Yayınları'nı okurlarının gözünde daha belirgin ve özel bir konuma taşımıştı..
Tay'ın yeni logosunda kırmızı zemin üzerinde, arka ayaklarının üstünde şaha kalkmış beyaz bir at figürü yer alıyordu..
At (daha doğrusu, Tay Yayınları'na göre, 'tay') figürlü kırmızı zeminin hemen üst kısmında ise mavi şerit içinde sarı renkli 3 adet süsleme deseni bulunmaktaydı..
Ve Tay Yayınları'nın 1970'in sonuna doğru 'Zagor' sayılarından birinde yaptığı açıklamaya göre, bu logo ve isim, yayınevinin tüm serilerini fanatiklik düzeyinde takip eden bir okuyucu tarafından önerilmişti..
Ve Tay'ın sahibi Sezen Bey, okurlardan gelen pek çok benzeri önerinin arasından, kırmızı zemin üzerinde şaha kalkmış olan bu beyaz at figürünü beğenmiş ve seçmişti..
Peki, gerçekte durum böyle miydi?..
Yani gerçekten de Tay Yayınları'nın meşhur logosunu bir okuyucu mu önermişti?..
İstanbul'da iken tanıştığım Sezen Bey bu konuda ısrarlıydı ve iddiasına göre, logo bir okuyucusu tarafından teklif olarak kendisine sunulmuştu..
Ancak açıkcası ben, çizgiroman tarihine meraklı ve bu konuda ansiklopedi yazmış biri olarak işin bu kısmıyla pek ilgili değilim.. Sezen Bey öyle diyorsa, öyledir, der geçerim..
Benim ilgilendiğim ve yıllardır, "Darkwood Sakinleri'nin yayınına bir daha başlarsam, onun sayfalarında yazarım," diyerek ertelediğim konu başka.. (Bilmeyenler için not: 'Darkwood Sakinleri Çizgiroman Kültürü Dergisi', benim 1994-2002 yılları arasında yayınladığım ve Yayın Yönetmenliği'ni üstlendiğim periyodsuz çıkan ve ismiyle musemma bir dergidir..)
Çünkü Tay Yayınları'nın 4 Mayıs 1970'te ilk kez kullandığı ünlü logosu, aslında çalıntı bir logodur..
Umarım ülkemizin varolan ve varolacak 'çizgiroman kültürü' heybesine önemli katkılar sağlamış biri olarak, bu tarihi gerçeğin ifşasını kendi dergim olan 'Darkwood Sakinleri'nde yayınlamayı hayal ederek yıllardır saklamamı mazur görür ve yarınki yazımda detaylarıyla anlatacağım ve resmen belgeleyeceğim bu 'çalıntılama' olayına ilgi gösterirsiniz..
***
Sonuçta Mavi Didim okurlarının ancak kısıtlı bir kısmı 'Dokuzuncu Sanat Çizgiroman' ile haşır neşir olduğundan ve ilgi beslediğinden, son yazımla ilgili henüz yeterince geri dönüş alamadım..
Ancak yine de dünkü yazım ve içeriği gerek İstanbul'da olup da yazılarımı takip eden, gerekse diğer illerde yaşayan bazı çizgiroman severler arasında adeta infial yarattı..
Bazı arkadaşlar okuduklarına inanamadıklarını söylediler ve (aralarında o yönümü bilenler olduğu için) şaka yaptığımı sananlar bile çıktı..
Ama bu ne bir şaka, ne de ona benzer birşey..
Tay Yayınları'nın ilk kez haftalık periyodlu 'Tom Braks' serisinin 4 Mayıs 1970 tarihli 47. sayısında kullandığı logo çalıntı bir logodur..
Gerçi logo, Tay adına kullanılmadan önce bir miktar tadilata da uğramıştır, ancak yazımın içinde kullanılan görsel malzemelerden de anlayacağınız gibi ortada bir 'fikir hırsızlığı' mevcuttur..
Yıllar yılı Tay Yayınları'nın sahipliğini üstlenen Sezen Bey'in veya yayınevi yetkililerinin bu durumdan ne kadar haberdar ve bu çalıntılama ile ne kadar ilgili olduklarını elbette ki bilemiyorum..
Belki de bu çalıntılamanın tüm vebali logoyu yıllar önce Tay'a öneren okura aittir..
Bu tespiti ve 'enselemeyi' yaklaşık 5 sene önce, Didim'e yerleştikten hemen sonra yapmıştım..
Yazımın içinde gördüğünüz ve Tay Yayınları'nın logosunun neredeyse tıpkısının aynısı olan logo, Fransa'nın kuzeybatısındaki Normandiya bölgesinde yer alan, Saint-Lô adlı bir kasabanın bayrağıdır ve yüzyıllardır bu kasabada dalgalanmaktadır.. (Saint-Lô'nun armasını ve Tay'ın logosunu birlikte incelerseniz; Tay'ın, XV. yüzyıldan kalma Saint-Lô armasında bazı ufak oynamalar yaptığını ayırt edebilirsiniz. Mesela Tay, logosunu şekillendirirken atın boynuzunu ve arka ayaklarını rötuşlamış.. Ancak hem armanın şeklini, hem de renk kombinasyonu ile mavi zemin üstündeki sarı desenleri aynen almış.. Hoş, aslında bu detayla ilgili zamanında kendi kendime minik bir yanıltmaca oyunu da oynamıştım, şimdi hatırladım. Yazıdığım 'Çizgiroman Ansiklopesi'ni 2003'te tamamlarken, Tay Yayınları maddesinde, Tay'ın logosu öyle olmadığı halde 'tekboynuzlu at figürü' demiştim.. Hiçbir 'çokbilmiş çizgiroman sever' de çıkıp, "Yahu Tay'ın logosundaki at, tekboyznuzlu değil ki, bu nereden çıktı şimdi," diye sormamıştı.. Halbuki ben biri yakalar da sorar ve ben de bu keşfimi 'ukalaca' ifşa etme fırsatı bulurum diye umuyordum.. Herhalde tüm 'çokbilmişler' ıskalamış..)
'Asteriks' okuyanlar çok iyi bilir, bu bölge tarihte Galya ismiyle anılmaktadır.. (Dileyen meraklı okurlar internetteki http://fr.wikipedia.org/wiki/Saint-L%C3%B4 linkinden sevimli Saint-Lô kasabası hakkında daha fazla bilgiye de ulaşabilirler..
22 yıl boyunca Fransa tahtında kalan Kral 11. Louis tarafından çizdirilen ve krala olan bağlılıklarından dolayı Saint-Lô'ya armağan edilen (ve 1970 yılında Tay Yayınları'nın logo seçtiği) bu arma ve üzerindeki 'boynuzlu at' figürü, XV. yüzyıldan beri kasabanın sembolü durumundadır..
Aynı zamanda bir 'hanedan arması' da olan bu sembol, aslında Saint Mary, yani Meryem Ana'nın saflığını temsil etmektedir..
Bundan dolayı da Saint-Lô'da kentin çeşitli yerlerine yapılmış boynuzlu at heykelleri öne çıkmaktadır..
Bildiğiniz gibi, tekboynuzlu at mitolojik bir semboldür.. Genelde bembeyaz rengi olan bu atın kafasının ortasından düz bir kemik-boynuz çıkar..
Mitolojide tekboynuzluların saf ve masum olduğuna, kanını içen kişiyi ölümsüz kıldığına, ancak yine bu nedenle onları öldürmenin kişiye lanet getireceğine inanılan efsanevi bir hayvandır.. Üstelik mitolojiye göre, tekboynuzlular sadece ve sadece bakire kızlara yaklaşırlar ve yakalanmaları da ancak bu şekilde tuzak kurulmasıyla mümkündür..
Latince ismi olan Unicorn, 'bir-tek' anlamına gelen 'uni' ve 'boynuz' anlamına gelen 'cornus' sözcüklerinden türemiştir..
Günümüz dünyasında hemen herkes tekboynuzların gerçekte yaşamadığını bilse de, gerek İlkel Çağ'da, gerekse Orta Çağ'da yaşayan insanlar 'unicornların' yaşadığına inanmaktaydı..
Mesela M.Ö. V. yüzyılda yaşamış bir Yunan filozofunun yazdığı kitapta, tekboynuzluların vatanının Hindistan olduğu iddia edilmiştir.. Ayrıca İncil'de dahi tekboynuzlu atlardan bahsedildiği söylenmektedir..
İşte Saint-Lô da, krala bağlılığından dolayı mitolojideki bu efsanevi at figürünü, kentin sembolü olarak almıştır..
Ancak bu sembol anlaşılan kente pek uğur getirmemiştir..
Zira tarih boyunca Saint-Lô önemli bir ticaret merkezi konumunda olmuştur.. Bu nedenle de tarih boyunca başta İngilizler tarafından olmak üzere pek çok istilaya uğramıştır..
Saint-Lô; önce vikingler ve sonra da efsanevi İngiliz Kralı 1. Şarlman'ın saldırısına maruz kalmış ve Fransa-İngiltere arasında yapılan 100 Yıl Savaşları'nın en ateşli günlerine de kısmen de olsa ev sahipliği yapmıştır..
İkinci Dünya Savaşı esnasında, 6-7 Haziran 1944'te ağır bir bombardıman geçiren ve adeta yerle bir olan Saint-Lô kasabasının o tarihteki nüfusu 6.000'e kadar düşmüştür.. Alman 'panzerlerinden' Rommel'in yolu da bir ara Saint-Lô'dan geçmiştir..
Kaldı ki, ünlü Normandiya Çıkartması da kasabanın hemen ensesinin dibinde cereyan etmiştir..
Bu dev savaşın ardından tamamen yıkılan kent 1950'lerden itibaren yeniden kurulmuş ve inşa edilmiştir..
* * *
Peki, "20-25.000 nüfuslu Saint-Lô kasabasının yüzyıllardır kullandığı flama/bayrak nasıl olmuş da Tay Yayınları'nın logosu olmuş," diyeceksiniz..
Hemen aktarayım, zira yaptığım araştırmalar neticesinde bu soru için şöyle bir çözümleme yapısı ortaya çıktı..
Tay Yayınları henüz beyaz atlı logoya sahiplenmeden 5 yıl kadar önce, 1966'da Fransa'da Saint-Lô kasabasının tarihsel önemini öne çıkartan bir pul serisi basılmış..
Bu pul serisine ait henüz görsel bir ipucu bulamadım, yani pulların fotoğrafları elimde yok..
Ancak internette bulduğum bir sitede, Saint-Lô kasabasına ithaf edilen bu pul serisinden bahsediliyor..
Bu pul serisi ve dolayısıyla bu arma, 1970 yılında ya Tay Yayınlarının, ya da logoyu onlara öneren okurun eline geçmiş anlaşılan..
Nasıl olsa kimse bu pul serisinden ve Avrupa'nın göbeğindeki o zaman için 10.000 nüfuslu bu kasabanın armasından haberdar olamazdı.. Ta ki 2000'lerin başında bayrak, flama ve arma konusunda amatörce uğraşarak koleksiyon yapan bana denk gelinceye kadar..
Eğer pul koleksiyonerliğiyle uğraşan birileri çıkar da, Saint-Lô'nun hanedan armasının (ve tabii Tay Yayınları'nın logosunun) pullara basılmış versiyonlarını da bize bulur yollarsa çok sevinirim..
İşte Tay Yayınları'nın Xv. yüzyıldan günümüze uzanan ünlü logosunun arka planının hikayesi...
Hakan Alpin
Kaynak - Mavi Didim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder