,
Birileri çizgi romanı "şiddet barındırmakla" suçluyor ya... Tebrik ediyorum onları iyi yapıyorlar. Bu kadar hassas ve duyarlı olmaları eminim dünyayı daha güzel bir yer yapacaktır. Çünkü bu duyarlı kişilerin çoğu aslında kulaklarını ve gözlerini dünyadaki şiddete öyle kapıyorlar ki nedenlerini, kökenini göremiyorlar. Ellerinden gelse haberlerden de şiddeti çıkarır bu kişiler. Sonuçta dünya ütopik bir cennettir aslında. Ne zamana kadar: Araba ailelerinden birine çarpmadığı, bir kurşun onları vurmadığı, tepelerine bomba atılmadığı sürece!
Çıkmaz, şiddet hayatta var olduğu sürece çizgi romandan çıkmaz! Belli yaşlara belli dozlarda belli mesajlara uygun bir şekilde şiddet ulaştırılır sanat aracılığıyla. Sheakspeare Kralı öldürtür Macbeth'e, İnce Memed haksızlığa başkaldırır, Çocuk Oyununda sağlıklı olmak için Çocuk "Mikropları Öldürür"... Ve tüm sanatlar gerçek hayattan beslenir.
DAMPYR çizgi roman serisi gerçek hayattan beslenen ve dünyadaki akıl almaz vahşeti sorgulayan hikayeleriyle okuyanları "şiddet"li öyküleriyle uyandırmaya, dürtmeye, düşündürdürmeye devam ediyor.
***
Önce kim kime saldırdı derseniz bu yazının amacı güncel politikanın tarafı olmak olmadığı için yanıt vermeyeceğim. Ancak Gürcülerle savaşan Rusların cephe yerine şehirlere yönelmesi ve bu saldırıda 3000 sivilin ölmesi üzerine konuşulacak bir şey olsa gerek. Hele bir de Çeçenistan'ı düşünürsek "militan-asker" çatışmalarında tahrip edilen şehirlerin, gittikçe çirkinleşen mücadelenin, ölen sivillerin durumu Kafkasyaların yaşadığı acı gerçek, burnumuzun dibindeki şiddetin en çirkinidir.
DAMPYR'in Bonelli Comics tarafından basılan ve orjinal adı "I Ribelli" olan 14. sayısı işte bu Kafkas trajedisinin gerçeklerini işliyor. Mauro Boselli'nin yazdığı ve Stefano Cassini'nin çizdiği "Asiler" bugün türkçe olarak Maceraperest Çizgiler - Dampyr 4. Ciltte yayınlanmıştır.
Alt metin olarak "Vampirler tamam da insanlar neden daha vahşi" sorgulamasını yapan çizgi roman serisi kahramanı Harlan Draka ve dostları bu sayıda Vampir ölümleri duyumları üzerine Kafkaslara, bir tür Çeçenistan benzeri savaş ülkesine giderler. Amaçları vampirleri ortadan kaldırmaktır.
Ülkeye giren ve militanların asi çete başı Kafkas Arslanı Lyoma'yla tanışan kahramanlarımız ateş başında ilginç bir konuyu konuşurlar:
Ateş başında başlamıştır konuşma, oturarak.
Lyoma - Bizimle birlikte çarpışmayan herkse düşmanımızdır!
Yazar - Ben dostunum Lyoma! Beni Tanırsın...
Lyoma - Evet. Ülkende bizim için mücadele ediyorsun. Kendi yöntemlerinle, yani makaleler yazarak. Ama halkın, Kalgaylar bize ihanet etti.
Lyoma burada ayağa kalkmaktadır.
Lyoma - Bir zamanlar dağlarda yaşardık! Yüzlerce yıl bir arada yaşadık... İstilacılara karşı omuz omuza çarpıştık... Ama artık bölündük!...
Bir sonraki sayfanın yarıdan fazlası Lyoma'nın ayakta durarak işaret eden eline ve arkasında yanan ateşlere ayrılmıştır.
Ve işte bizi bölenler! Aşağıdaki ateşleri görüyor musunuz?
Harlan - Petrol Kuyuları mı?
Lyoma - Evet, Harlan! Cehennemde yanan kazanlara benziyorlar... Asla sönmeyecekler... Ama aşağıda yana şey Petrol! Petrol!
Lyoma'nın üzgün yüzü olan kare.
Lyoma - Başlıca servet ve felaket kaynağımız!
Öykünün bundan sonrası vampir avcılığı, rus özel birlikleriyle mücadele ve insanlığın bittiği nokta dedirten erkeklerin kurşuna dizilmesi, kadınların köleleştirilmesi ve çocukların geleceksiz yaşamlarına odaklanıyor.
İşin komik yanı koskoca hikayedeki tek vampir kahramanlar grubundaki Tesla oluyor. Meğerse ortada vampir yokmuş. Rus askerlerinin boyunlarında delik açan ve onları öldürerek kanlarını boşaltan bir isyancı grupmuş. Bu şekilde Rusları batıl inançlarla ülkeden kovma amaçlanıyormuş. Çocukça değil mi?
Anne ve babaları katliamlarda öldürülen çocuklar hayatta kalmak için mücadele ederken vatanlarına sahip çıkarak düşmanla çarpışıyorlarmış. Hem de aslında cennet olan şiddetsiz dünyamızın tam ortasında. Elbette kurgu bu ama kaynağı ne?
Öykünün sonu yine kamp ateşinde son buluyor. Ama bu kez sevgi dolu dünya umuduyla.
Lyoma küçük savaşçıları aralarına alarak asi ordusunu güçlendirebileceğini söyleyerek başlar konuşmasına. Ancak doğrusu savaşa geleceği olmayan daha çok çocuk sokmak mıdır?
Lyoma - Hepiniz birer kahramansınız! Hepinizi yanıma almak isterim ama doğru olmaz. Çocuklar, kızlar ve yaralılar çarpışmalara katılmayacak. Çocukluğunuzu çalanlar düşmanlarımızdı. Aynı yanlışı ben yapmayacağım!
Bu hikayenin son cümlesini de çok kısa ve güzel konuşmanın ardından Leyla yapıyor. Bu cümleyi de harika bir kare bütünlüyor:
Dağların arasında, kamp ateşlerinin aydınlattığı küçük bir kamp, çevresinde yükselen ve onları dış dünyaya kapatan dağların karanlık silüetleri.
Leyla - DÜNYA BUNLARI ÖĞRENMEMEYİ TERCİH EDİYOR? NEDEN?
Ben yanıt vermek isterdim buradan ama bilmiyorum Leyla, belki de "şiddet karşıtıdırlar" çoğu.
***
Bugün Maceraperest Çizgiler tarafından basılan ve dilimize kazandırılan bu çizgi roman şaheseri lafını esirgemeden dünya gündemini sorgulayan hikayeleriyle çizgi romanın klişe erdem söylemlerinin ötesinde mesajlar vererek düşündürmeye devam ediyor.
Ancak işin üzücü yanı yayınevi bu eserin hakkını verecek kadar reklamını yapmadı. Çizgi roman okumayı seven veya merak eden belli bir kültür seviyesinin üzerinde olanlar onun farkına varamadı. Yıllar önce ALASKA adıyla yayınlanan Giancarlo Berardi'nin muazzam eseri KEN PARKER bu bakımdan daha şanslıydı. En azından onun entellektüel ve sorgulayıcı ve sorgulatıcı alt yapısı anlaşılmıştı. DAMPYR maalesef 15. cilde ulaşmışken hala bilinmemekte. İşin kötüsü de son sayısı 2007 Aralık ayında basılmıştı ve devamının geleceği yok gibi.
Devamı ne olur, basılır mı basılmaz mı bilinmez ama buradan kaliteli ve içi dolu çizgi roman okumayı özleyenlere duyuralım DAMPYR hala piyasada var ve en azından 15 cilt x 4 = 60 sayısıyla sizleri bekliyor.
Şiddetsiz bir dünya için önce şiddetin kökenini anlamak gerekir. Sözde değil özde şiddet karşıtı olabilmek için sözle değil eylemle, sanatla içiçe olmak gerekir. Sanat gerçek hayattan beslenir. Haydi hep birlikte çizgi roman okumaya!
,
Ümit Kireççi
"Çizgi Roman Hayatın İçinde"
Birileri çizgi romanı "şiddet barındırmakla" suçluyor ya... Tebrik ediyorum onları iyi yapıyorlar. Bu kadar hassas ve duyarlı olmaları eminim dünyayı daha güzel bir yer yapacaktır. Çünkü bu duyarlı kişilerin çoğu aslında kulaklarını ve gözlerini dünyadaki şiddete öyle kapıyorlar ki nedenlerini, kökenini göremiyorlar. Ellerinden gelse haberlerden de şiddeti çıkarır bu kişiler. Sonuçta dünya ütopik bir cennettir aslında. Ne zamana kadar: Araba ailelerinden birine çarpmadığı, bir kurşun onları vurmadığı, tepelerine bomba atılmadığı sürece!
Çıkmaz, şiddet hayatta var olduğu sürece çizgi romandan çıkmaz! Belli yaşlara belli dozlarda belli mesajlara uygun bir şekilde şiddet ulaştırılır sanat aracılığıyla. Sheakspeare Kralı öldürtür Macbeth'e, İnce Memed haksızlığa başkaldırır, Çocuk Oyununda sağlıklı olmak için Çocuk "Mikropları Öldürür"... Ve tüm sanatlar gerçek hayattan beslenir.
DAMPYR çizgi roman serisi gerçek hayattan beslenen ve dünyadaki akıl almaz vahşeti sorgulayan hikayeleriyle okuyanları "şiddet"li öyküleriyle uyandırmaya, dürtmeye, düşündürdürmeye devam ediyor.
***
Önce kim kime saldırdı derseniz bu yazının amacı güncel politikanın tarafı olmak olmadığı için yanıt vermeyeceğim. Ancak Gürcülerle savaşan Rusların cephe yerine şehirlere yönelmesi ve bu saldırıda 3000 sivilin ölmesi üzerine konuşulacak bir şey olsa gerek. Hele bir de Çeçenistan'ı düşünürsek "militan-asker" çatışmalarında tahrip edilen şehirlerin, gittikçe çirkinleşen mücadelenin, ölen sivillerin durumu Kafkasyaların yaşadığı acı gerçek, burnumuzun dibindeki şiddetin en çirkinidir.
DAMPYR'in Bonelli Comics tarafından basılan ve orjinal adı "I Ribelli" olan 14. sayısı işte bu Kafkas trajedisinin gerçeklerini işliyor. Mauro Boselli'nin yazdığı ve Stefano Cassini'nin çizdiği "Asiler" bugün türkçe olarak Maceraperest Çizgiler - Dampyr 4. Ciltte yayınlanmıştır.
Alt metin olarak "Vampirler tamam da insanlar neden daha vahşi" sorgulamasını yapan çizgi roman serisi kahramanı Harlan Draka ve dostları bu sayıda Vampir ölümleri duyumları üzerine Kafkaslara, bir tür Çeçenistan benzeri savaş ülkesine giderler. Amaçları vampirleri ortadan kaldırmaktır.
Ülkeye giren ve militanların asi çete başı Kafkas Arslanı Lyoma'yla tanışan kahramanlarımız ateş başında ilginç bir konuyu konuşurlar:
Ateş başında başlamıştır konuşma, oturarak.
Lyoma - Bizimle birlikte çarpışmayan herkse düşmanımızdır!
Yazar - Ben dostunum Lyoma! Beni Tanırsın...
Lyoma - Evet. Ülkende bizim için mücadele ediyorsun. Kendi yöntemlerinle, yani makaleler yazarak. Ama halkın, Kalgaylar bize ihanet etti.
Lyoma burada ayağa kalkmaktadır.
Lyoma - Bir zamanlar dağlarda yaşardık! Yüzlerce yıl bir arada yaşadık... İstilacılara karşı omuz omuza çarpıştık... Ama artık bölündük!...
Bir sonraki sayfanın yarıdan fazlası Lyoma'nın ayakta durarak işaret eden eline ve arkasında yanan ateşlere ayrılmıştır.
Ve işte bizi bölenler! Aşağıdaki ateşleri görüyor musunuz?
Harlan - Petrol Kuyuları mı?
Lyoma - Evet, Harlan! Cehennemde yanan kazanlara benziyorlar... Asla sönmeyecekler... Ama aşağıda yana şey Petrol! Petrol!
Lyoma'nın üzgün yüzü olan kare.
Lyoma - Başlıca servet ve felaket kaynağımız!
Öykünün bundan sonrası vampir avcılığı, rus özel birlikleriyle mücadele ve insanlığın bittiği nokta dedirten erkeklerin kurşuna dizilmesi, kadınların köleleştirilmesi ve çocukların geleceksiz yaşamlarına odaklanıyor.
İşin komik yanı koskoca hikayedeki tek vampir kahramanlar grubundaki Tesla oluyor. Meğerse ortada vampir yokmuş. Rus askerlerinin boyunlarında delik açan ve onları öldürerek kanlarını boşaltan bir isyancı grupmuş. Bu şekilde Rusları batıl inançlarla ülkeden kovma amaçlanıyormuş. Çocukça değil mi?
ZATEN BU FİKRİ BULAN DA UYGULAYAN DA ÇOCUKLARMIŞ!
Anne ve babaları katliamlarda öldürülen çocuklar hayatta kalmak için mücadele ederken vatanlarına sahip çıkarak düşmanla çarpışıyorlarmış. Hem de aslında cennet olan şiddetsiz dünyamızın tam ortasında. Elbette kurgu bu ama kaynağı ne?
Öykünün sonu yine kamp ateşinde son buluyor. Ama bu kez sevgi dolu dünya umuduyla.
Lyoma küçük savaşçıları aralarına alarak asi ordusunu güçlendirebileceğini söyleyerek başlar konuşmasına. Ancak doğrusu savaşa geleceği olmayan daha çok çocuk sokmak mıdır?
Lyoma - Hepiniz birer kahramansınız! Hepinizi yanıma almak isterim ama doğru olmaz. Çocuklar, kızlar ve yaralılar çarpışmalara katılmayacak. Çocukluğunuzu çalanlar düşmanlarımızdı. Aynı yanlışı ben yapmayacağım!
Bu hikayenin son cümlesini de çok kısa ve güzel konuşmanın ardından Leyla yapıyor. Bu cümleyi de harika bir kare bütünlüyor:
Dağların arasında, kamp ateşlerinin aydınlattığı küçük bir kamp, çevresinde yükselen ve onları dış dünyaya kapatan dağların karanlık silüetleri.
Leyla - DÜNYA BUNLARI ÖĞRENMEMEYİ TERCİH EDİYOR? NEDEN?
Ben yanıt vermek isterdim buradan ama bilmiyorum Leyla, belki de "şiddet karşıtıdırlar" çoğu.
***
Bugün Maceraperest Çizgiler tarafından basılan ve dilimize kazandırılan bu çizgi roman şaheseri lafını esirgemeden dünya gündemini sorgulayan hikayeleriyle çizgi romanın klişe erdem söylemlerinin ötesinde mesajlar vererek düşündürmeye devam ediyor.
Ancak işin üzücü yanı yayınevi bu eserin hakkını verecek kadar reklamını yapmadı. Çizgi roman okumayı seven veya merak eden belli bir kültür seviyesinin üzerinde olanlar onun farkına varamadı. Yıllar önce ALASKA adıyla yayınlanan Giancarlo Berardi'nin muazzam eseri KEN PARKER bu bakımdan daha şanslıydı. En azından onun entellektüel ve sorgulayıcı ve sorgulatıcı alt yapısı anlaşılmıştı. DAMPYR maalesef 15. cilde ulaşmışken hala bilinmemekte. İşin kötüsü de son sayısı 2007 Aralık ayında basılmıştı ve devamının geleceği yok gibi.
Devamı ne olur, basılır mı basılmaz mı bilinmez ama buradan kaliteli ve içi dolu çizgi roman okumayı özleyenlere duyuralım DAMPYR hala piyasada var ve en azından 15 cilt x 4 = 60 sayısıyla sizleri bekliyor.
Şiddetsiz bir dünya için önce şiddetin kökenini anlamak gerekir. Sözde değil özde şiddet karşıtı olabilmek için sözle değil eylemle, sanatla içiçe olmak gerekir. Sanat gerçek hayattan beslenir. Haydi hep birlikte çizgi roman okumaya!
,
Ümit Kireççi
"Çizgi Roman Hayatın İçinde"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder