1980’li yılların çocukları şimdi büyüdüler, hepsi büyük adam oldular. Ama pek çoğu içlerindeki çocuğu yaşattılar. İşte “adam olmuş bu çocuklara” ve babalarının çocukluk kahramanıyla tanışmak isteyen bugünün çocuklarına bir müjdemiz var.
“Yaman Çekirge”, “İzin Dede” ve “Hayal mi Gerçek mi? ” isimli üç Topuz kitabı, hem dünün hem bugünün çocuklarına heyecanlı saatler yaşatacak.
“Ben Topuz’la büyüdüm” diyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok… Şimdilerde çocuklarını ve hatta torunlarını seven bir kuşağın severek okuduğu Topuz, bugün tekrar aramızda...
O bugünün çocuklarına da ulaşmak, onlarla arkadaşlık kurmak, birbirinden güzel maceralarını küçük dostlarıyla paylaşmak istiyor. Peki ya Topuz’u tanımayanlar, onunla henüz tanışma imkânı bulamayanlar? İşte tam zamanı...
Gelin tanıştıralım sizi onunla… Tanıyanlara da bir zihin tazelemesi yapalım.
Topuz, bir çizgi roman kahramanı... Alabildiğine sevimli ve rüyalarınıza girecek kadar sempatik bir “kahraman”… Boyu küçük, ama kalbi büyük... Bu yüzden yaptıkları çok büyük... Cesur, kararlı ve en önemlisi arkadaş canlısı…
En yakın arkadaşı Tamer... Topuz’un neredeyse ikizi… Huy ve karakter olarak birbirlerine o kadar benziyorlar ki… Birbirleriyle her şeylerini paylaşıyorlar. Hatta çoğu zaman kıyafetlerini bile... Biri diğerinin tişörtünü, diğeri de onun şortunu giyebiliyor.
Süper güçlere ve yeteneklere sahip kahramanlar
Topuz ve Tamer’le ilgili bir sır daha verelim. Her ikisinin de süper güçleri ve yetenekleri var. Bazen bir bilezikle, bazen bir tüyle bu güçlerini kullanıyorlar. Ama hiçbir zaman güçlerini kendileri için kullanmıyor, bencillik yapmıyorlar. Çünkü gösterişi hiç sevmiyorlar. Arkadaşlarına üstünlük taslamıyorlar.
Hep haklının yanında, haksızın karşısındalar. Başı sıkışan birini gördüklerinde hemen yardımına koşuyorlar. Haksızlık edenin karşısında duruyor, onu hemen yakalayıp kötülüğüne engel oluyorlar.
Hem Topuz hem Tamer doğru sözlü çocuklar. Yalanı hiç sevmiyorlar. Herkesin korktuğu, köşe-bucak kaçtığı kötü insanlara, hatta canavarlara meydan okuyabiliyorlar.
Diğer yandan da esprili, cana yakın ve sevimli yapılarını hiç bozmuyorlar.
Kendilerini sürekli bir maceranın içinde buluyorlar. Ya da macera onları buluyor diyelim…
Bazen uzaylılarla, bazen korkunç icatların peşinde koşan bilim adamlarıyla, bazen gizemli güçlere sahip varlıklarla, bazen dev cüsseli yaratıklarla karşı karşıya geliyorlar.
Hayalleri zorlayan bir dünyaları var onların... Bu dünyada hep doğrunun peşinde koşuyor, kötülere derslerini veriyor, çaresizlere kol-kanat geriyorlar.
Topuz nasıl doğdu?
Can Kardeş dergisinde Topuz’un yayınlanmaya başlandığı 16 Şubat 1981’de, Vehip Sinan’a “Topuz nasıl doğdu? ” diye sorulmuş. O da şu cevabı vermiş: “Rahmetli Münir Hayri Egeli’nin idaresinde Küçük Afacan mecmuası çıkıyordu.
Orada ufak çaplı çalışmalarım vardı. Bir gün hastalandım ve on beş gün kadar yatmak zorunda kaldım. İşte o hasta yatağımda doğdu Topuz… Daha doğrusu, Topuz ve Tamer ikizleri… Nur topu gibi iki yumurcak…”
Bugüne kadar kaç Topuz macerası çizdiğini Vehip Sinan’ın kendisi de hatırlamıyor.
Ama bilinen bir şey var ki, bu maceralar başta Can Kardeş ve Türkiye Çocuk olmak üzere farklı birçok çocuk dergisinde ve gazetede kırk yıla yakın süreyle yayınlanmış.
Topuz ve Tamer, bazen köpekleri Coci’yle birlikte maceradan maceraya koşmuş, kötüleri alt edip iyilerin safında yer almışlar.
Çokça okunmuş, bir sonraki maceraları ilgiyle beklenmiş, hem eğlendirmiş hem düşündürmüşler.
Topuz yeniden aramızda
Nesil Çocuk Yayınları arasında “Yaman Çekirge”, “İzin Dede”, “Hayal mi Gerçek mi? ” alt başlıklarıyla yayınlanan üç Topuz kitabı, hem dünün hem bugünün çocuklarına yine heyecanlı saatler yaşatacak.
Hemen söyleyelim; yayınevi yetkilileri Topuz serisini 12 kitaplık bir set haline getirmeyi planlıyor.
Topuz ve Tamer’in babası (belki şimdi dedesi demek lazım) Vehip Sinan’ın çocuklarının (ya da torunlarının) yeniden hayat bulmasına, sekseninci yaşını sürdüğü bugünlerde bir çocuk kadar sevindi desek abartmış olmayız.
Yeni Topuz kitaplarını eline aldığında “Vay keratalar! ” diyerek mütebbessim ve duygulu bir bakış fırlattığına gözlerimizle şahit olduk. Topuz aynı Topuz, Tamer aynı Tamer’di.
Hiç büyümemişler, ama teknolojinin sunduğu imkânlarla daha yakışıklı olmuşlardı ve babalarının (dedelerinin) elini öpmeye gelmişlerdi.
İşte biz de, 80’li yılların çocukları ve içindeki çocuğu hep koruyup kollayan birileri olarak, günümüz çocukları adına Vehip Dede’mizi ziyaret ettik, ellerini öptük ve belki de hayatının en değerli hediyesini, üç Topuz macerasını kendilerine takdim ettik. Onun sevincini paylaştık.
En büyük sevincimiz ise, Topuz’u bu zamanın çocuklarına sunabilme fırsatını yakalayabilmiş olmak.
Kaynak: www.haber7.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder