Disiplinler arası ilişkiler gün geçtikçe artıyor ve bir araya gelmez denen sanatlar birbirlerinden alış veriş yapmayı sürdürüyor. Türk Tiyatrosu bu doğrultuda korku, bilim kurgu ve çizgi roman uyarlamalarıyla izleyicilere harika zaman geçirtmeyi hedefliyor.
Stephen King'in "Misery"si canlı canlı
Tiyatro Ayna Ocak 2009 itibariyle korku/gerilim edebiyatının usta yazarı Stephen King'in "Misery" adlı romanından uyarladığı "Acı" adlı oyunu seyirciyle buluşturuyor.
Tiyatro Ayna ekibinin Ocak 2009'da sahnelemeye başladığı oyun, Stephen King'in ‘Misery’ adlı gerilim romanından İngiliz oyun yazarı Simon Moore tarafından tiyatro sahnesine uyarlanmış ve metni Selma Yeşilbağ tarafından dilimize çevrilmiş. Zamanında William Goldman tarafından sinemaya uyarlanan, Rob Reiner tarafından yönetilen ve başrollerini Kathy Bates ile James Caan'ın oynadığı Misery, aynı zamanda Kathy Bates'e 1991 Oscar, Golden Globe ve Chicago Film Eleştirmenleri En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini getirmiş ve kendisini dünya çapında bir üne kavuşturmuş. Dilek Türker ve Kazım Akşar'ın rol aldığı oyun tek mekânda geçen ve sadece bu iki oyuncunun arasında cereyan eden bir gerilim hikâyesi. (Time Out)
Konusu -
Hayranı olduğu yazarı araba kazası sonrasında bulup evine getiren Annie yazarın en sevilen dizisi yerine yeni bir kitaba başladığını öğrenir. İşte bu hassas dengesini bozar ve onu fanatik bir hayrana dönüştürür. Yazarı işkence dolu günler beklemektedir.
Her salı, çarşamba 21.00’de, cumartesi 15.30’da Profilo Alışveriş Merkezi Salon 2’de
Çizgi Roman "Histanbul" Sahnede
Bugüne dek önce 5.Sokak Tiyatrosu, ardından garajistanbulpro adı altında değişik sanat dalları ile birlikte kotardıkları oyunlardan müzik ile ele ele giden “Ashura”yı daha 2004 yılında bu sütunlara getirmiştik… Ardından koreografik (“camadamlar”), videoya yönelik (“Ya Seni Rüyasında Bir Daha Hiç Görmezse”) ve yine müziğe ağırlık veren (“İstanbul’da Bir Dava”) çalışmalar ile göz dolduran Avkıran’lar, bu yıl çizgi roman displinine el attılar..! Bu sanat türüne ilgi duyanlarınız, Cumhuriyet’deki “Ağaç Yaşken Eğilir”, Hürriyet’deki “Zontelektüel Abdullah” ve Radikal’deki “Şu benim 35 Yaşım” veya “Ayşegül Savaşta” dizileri ile Kemal Gökhan Gürses’i anımsayacaktır… İşte, Gürses’in yine Cumhuriyet Gazetesi’ne çizdiği “Histanbul” başlıklı çizgi romanı, şu sıralarda garajistanbul sahnesinde izleyebileceğiniz aynı adı taşıyan oyunun temelini oluşturuyor.
Dostlukları yıllar öncesine dayanan Kemal Gökhan Gürses, Mustafa Avkıran’ın çağrısına uyarak, bu proje için bu çizgi romanını yeniden kaleme aldı, yeniden çizdi ve kısmen seslendirdi de… Öykünün ana konusu, zemin etüdleri yapan jeolog Ali Bora’nın bir akşam sokakta karşılaştığı genç kadının İstanbul mu, yoksa bir düş mü olduğunu anlaması için kentin yedi tepeyi dolaşmasını içeriyor. Bu yolculuğu boyunca, ilk bakışta aşık olduğu genç kadın ile çeşitli ortamlarda karşılaşıyor, önce birlikte tutuklanıyorlar (ve geçirdiği “bekâret kontrolü”nde “temiz” çıkıyor İstanbul!), daha sonra kendisine gecekondu mahallelerinde rastlıyor – veya yeni dikilmiş bir “plaza”nın tepesinde, ona bu akıllı binayı anlatan bir “executive secretary” kılığında… Yedi meze tarifi (basın bültenine göre oyunda varmış – ben çoğunu kaçırdım, açıkçası..!!), sanat musikisinden arabeske yedi İstanbul şarkısı, sonuncusu rap ritmiyle okunmuş yedi İstanbul şiiri dinliyoruz, yedi animasyon izliyoruz oyun boyunca... 45 derecelik açılar ile izleyicilere yönelik durumdaki iki beyaz platformun üzerinde gidip geliyor genç (Mehmet) Ali (Ala)Bora ve Roza Erdem, aralarında bakışarak, az da olsa konuşarak, gene her iki platformun üzerine yansıtılan çizimler ile zaman zaman cebelleşerek… (Şalom Gazetesi)
Dostlukları yıllar öncesine dayanan Kemal Gökhan Gürses, Mustafa Avkıran’ın çağrısına uyarak, bu proje için bu çizgi romanını yeniden kaleme aldı, yeniden çizdi ve kısmen seslendirdi de… Öykünün ana konusu, zemin etüdleri yapan jeolog Ali Bora’nın bir akşam sokakta karşılaştığı genç kadının İstanbul mu, yoksa bir düş mü olduğunu anlaması için kentin yedi tepeyi dolaşmasını içeriyor. Bu yolculuğu boyunca, ilk bakışta aşık olduğu genç kadın ile çeşitli ortamlarda karşılaşıyor, önce birlikte tutuklanıyorlar (ve geçirdiği “bekâret kontrolü”nde “temiz” çıkıyor İstanbul!), daha sonra kendisine gecekondu mahallelerinde rastlıyor – veya yeni dikilmiş bir “plaza”nın tepesinde, ona bu akıllı binayı anlatan bir “executive secretary” kılığında… Yedi meze tarifi (basın bültenine göre oyunda varmış – ben çoğunu kaçırdım, açıkçası..!!), sanat musikisinden arabeske yedi İstanbul şarkısı, sonuncusu rap ritmiyle okunmuş yedi İstanbul şiiri dinliyoruz, yedi animasyon izliyoruz oyun boyunca... 45 derecelik açılar ile izleyicilere yönelik durumdaki iki beyaz platformun üzerinde gidip geliyor genç (Mehmet) Ali (Ala)Bora ve Roza Erdem, aralarında bakışarak, az da olsa konuşarak, gene her iki platformun üzerine yansıtılan çizimler ile zaman zaman cebelleşerek… (Şalom Gazetesi)
20, 21 ve 28 Şubat (www.garajistanbul.org - 0212 244 44 99 )
Ray Bardbury'den bir bk kült: "Fahrenheit 451"
Kitap kağıtlarının yanıp tutuştuğu ısı derecesi.
Bizim Tiyatro (Bradbury’nin Fahrenheit 451 romanından ve Truffaut’nun aynı adlı filminden yararlanarak) Oyunlaştıran-Yöneten Zafer Diper Yönetmen Yardımcıları Aslı Nişancı-İzgen Diper Işık-Müzik Süreyya Karaduman Film Gösterimi Özgür Sağlık Sahne Uygulayımcısı Murat Kızılkaya Kişiler; Yüzbaşı Hüseyin Taş Montag Zafer Diper Clarisse Aslı Nişancı Mildred Nazan Diper Cervantes Özgür Sağlık
Yazar Ray Bradbury'nin en büyük korkularından biri "kitabın yok edilmesi"dir. Fahrenheit 451 işte bu konuyu işler:
Kitap kağıtlarının yanıp tutuştuğu ısı derecesi.
Bizim Tiyatro (Bradbury’nin Fahrenheit 451 romanından ve Truffaut’nun aynı adlı filminden yararlanarak) Oyunlaştıran-Yöneten Zafer Diper Yönetmen Yardımcıları Aslı Nişancı-İzgen Diper Işık-Müzik Süreyya Karaduman Film Gösterimi Özgür Sağlık Sahne Uygulayımcısı Murat Kızılkaya Kişiler; Yüzbaşı Hüseyin Taş Montag Zafer Diper Clarisse Aslı Nişancı Mildred Nazan Diper Cervantes Özgür Sağlık
Yazar Ray Bradbury'nin en büyük korkularından biri "kitabın yok edilmesi"dir. Fahrenheit 451 işte bu konuyu işler:
2039 yılı gelmiş, dünya oldukça gelişmiştir. Artık televizyonlar evlerde koca duvarları kaplamaktadır ve malzeme o kadar gelişmiştir ki evler yanmamaktadır. Bu nedenledir ki İtfaiye'ye yeni bir görev verilmiştir: "Kitap yakmak!"
Popüler ve pulp kültürün ön plana çıktığı günümüze bakarsak kitabın ve oyunun endişesini daha iyi anlarız.
Kitap yakmalar tarihçesine de girerek, gelişen süreçte; sansüre, totaliter yönetimlere, kültür endüstrisine eleştirisel bir bakış açısı F451..
Tarih: 07 - 14 - 28 Şubat C.tesi
Saat: 20.30
Yer: Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi
Şehir: İstanbul Anadolu (Antoloji)
Tarih: 07 - 14 - 28 Şubat C.tesi
Saat: 20.30
Yer: Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi
Şehir: İstanbul Anadolu (Antoloji)
1 yorum:
F451'i uyarlamalarına bayıldım!
en sevdiğim ve beni en derinden vuran kitaplar arasındadır!hatta 2 gün önce bu kitabın tanıtımını yaptım bir forumda,yani bu kadar olur tesadüfe bakın :D!
"kitap yakmak"olgusunu başka biri anlatsa bu kadar iyi ve bu kadar psikolojik yönünü tam yerinde tutarak anlatamazdı bence.
umarım kitabın aslına uygun ve bazı yerlerini atlamadan bir uyarlama yapılmıştır.sinema filmlerine uyararlananlar gibi büyük eksikleri olmaz.
Stephan King romanı için ise sadece adını ve konusunu duymuştum diyebileceğim :).
çok güzel bir paylaşım.İyi ki T.F.B'de bunu duyurmuşsunuz,yoksa F451 gibi bir baş yapıtın tiyatro uyarlamasından mahrum kalacaktım :).
Yorum Gönder