29 Ocak 2009 Perşembe

Zagor ve baş belası GOLEM

Kristof Kolomb’un sırrı” – Il Segreto di Cristoforo Colombo
Yazan : Burattini Çizen : Ferri
Efsanevi Zagor Maceraları: 1 – 2001
Maceraperest Çizgiler
Zeynep Akkuş
önsözüyle

Bilindiği üzere Zagor Darkwood adlı bölgede yaşamakta ve Kızılderililerle beyazlar arasındaki barışı koruma misyonunu yüklenmiş, “Baltalı İlah” olarak tanınan kahramandır. Bir çok kez Kızılderili veya beyaz kötü adamlarla, bilimkurgusal ve fantastik yaratıklarla da mücadele etmiştir. Bu maceralarında Çiko hep yanında olmuştur. Bu dört sayıyı içeren kalın cilt Zagor'un 40. yaşını kutluyor!
Bu hikaye kahramanın dostuyla Darkwood’un ötesindeki barış çabalarından dönüş yolunda başlar: Kuzey Carolina, Tenessee yakınlarındaki Blue Ridge dağları.
Shawnee kabilelerinden birini beyazların hükümetinin gösterdiği özel alana yerleştiren kahraman sabırsızlıkla ve hasretle eve dönemeye çabalamaktadırlar. Bu sırada bir grup beyazın Cree kabilesi savaşçıları tarafından kuşatıldıklarını görür ve yardım etmek üzere harekete geçerler. Cree’ler “korumakla yükümlü oldukları” bir mağaradan bahsedrken Zagor Şamanı esir alır ve beyazlar kurtulur. Beyazların başındaki kiş, Barcelona Üniversitesinden Prof. Martin Fernandez’dir ve görünüşe göre bu bilimsel bir araştırma grubudur.
Prof. Araştırmaları sırasında kimsenin varlığından haberdar olmadığı bir seyir defterine ulaşmıştır: Kristof Kolomb’un gizli seyir defteri.
Bu defterde İspanya Kralı’nın finanse ettiği sefere kendisine “Haham” (üstad) denmesini isteyen bir Simyacı da vardır ve bu kişi amerikaya zincirli bir sandık taşımaktadır. Bu kişi sonunda gemiden ayrılır ve karaya ayak bastıktan sonra sandıkla kaybolur.
Son derece değerli ganimetler barındırdığı sanılan sandık prof. ve ekibinin dikkatini çekmiştir. Ancak bu sandığın olduğu varsayılan mağaranın bulunması gerekmektedir. Şaman o mağaradaki kutsal sandığı Haham’dan devralarak koruduklarını, onu açmanın tabu olduğunu söyleyince Zagor beyazları geri dönmeye mecbur eder. Ancak beyazlar açgözlüdür ve amaçlarından sapacak gibi değildirler.
Prof. ve adamları Zagor’la Çiko’yu tuzağa düşürür, Cree’lere bırakırlar. Bu arada da mağaraya ulaşırlar. Sandık açılır. İçinde ganimet değil kilden bir yaratık vardır: GOLEM. Haham’ın cesedinde buldukları notları okuyan prof. olayı açığa kavuşturur…
Bu Golem İspanya kralı tarafından silah olarak yaratılan bir çok Golem’den biridir sadece. Düşmanlarını yok etmeyi uman kral kontrolden çıkan silahlarını yok etmek zorunda kalmıştır. Sonuncusunu da bir kullanma ihtimaliyle başından atmış, uzaklara göndermiştir.
Prof. kendini kaptırır ve büyü sözlerini söyledikten sonra canavarın alnına aleph, mem, thew harflerini yazar ibranice: EMETH (Gerçek)
Golem dirilir ve bugün de bütün dünyanın yakıdan bildiği gerçek ortaya çıkar: Canavar kana susamıştır ve Prag’da mazlumları korusun diye yaratılmışlığıyla alakası yoktur. Sadece nefret, şiddet ve acı vermektir gayesi.
Golem, Kızılderili - beyaz ayrımı yapmadan bir çok kişiyi öldürür. Zagor, prof.’un ölüm döşeğindeki talimatlarına uyarak canavarın alnında yazılı olan “aleph” harfini silerek Emeth (gerçek) kelimesini “METH” yapar, yani ölüm. Golem bunun akabinde toza dönüşür.
Sayfa 137’de bu silah olarak üretilen, sözde mazlum koruyusu, şiddet ve acı getiren, uzaklara kovulan canavarı en iyi yaralı olan Kızılderili tanımlar. Zagor’a: “Taş canavarı durdurmasaydın halkım kan ve gözyaşı dökülen günler yaşayacaktı.”
Bu mazlum gibi duran ve bir çok kutsiyeti içinde barındıran ölüm makinesi medeni topraklardan kovularak vahşi bir coğrafyada çok fazla yıkım yaratmadan durduruldu kurgusal öyküde. Belki fantastik kurgusal bir hikayede kilden canavarı ancak öldürmek gerekti ama gerçek yaşamda, gerçek dünyada bu şekilde yaşamış ve yaşamakta olanları durdurmak için ne yapmak gerekir? Sağ suyu, akl-ı selime nasıl davet edilir o insanlar?
Bu hikayenin sonu gene rezildir. Onlarca ölü vardır etrafta. Kızılderililer aynı kabileden akraba, dost veya arkadaştırlar. Yaralı Kızılderili ve sözde koruyucu kahraman zaferin buruk tadını çıkaracakken Çiko “açlığından” bahseder. Tüketim çılgını duyarsız ve duygusuz öküz Çiko yemekten bahsedince cesetlerin arasında oturan yaralı Kızılderili de Zagor da kahkaha atarlar, öykü biter.
Açıkçası şiddet meraklısı mazlum postluların nasıl durdurulacağı belli değil ama tüketim ve duyarsızlık temelli günümüz dünyasında yıkımlar gündemden düşer düşmez birilerinin yaşadığı acılar hemen unutuluyor ki hikayenin sonu çözümden daha gerçek bir noktaya ışık tutuyor.
Ümit Kireççi
"Çizgi Roman Hayatın İçinde"

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails